ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Batı Trakya Yunan Basınından Haberler

03.01.2007
Hronos - Gümülcine

19 Aralık 2006


(Batı) Trakya Türkiye'nin uzun soluklu stratejik bir hedefidir. Bunun yanında, AB içinde bir Türk Truva Atı'na dönüşen İngiltere'nin ve ABD'nin Türklerin AB sürecine destek verdikleri görülmektedir.

Kısa süre önce bir Türk Bakan şöyle bir ifade kullandı: ,,(Batı) Trakya Mustafa Kemal'in esas hedefiydi, ancak Meriç bölgesindeki Yunan ordusuna karşı askeri açıdan yeterince güçlü olmadığından dolayı buna cesaret edemedi.,,

Evet, (Batı) Trakya Türklerin hedefindedir ve Yunan devleti de bu konuda hareketsiz kalmak bir yana, Müslümanların Türk sermayesiyle toprak alımlarına bile gıkını çıkarmamaktadır, zira Hristiyanlardan arazi satın alan Müslümanlara Gümülcine'deki Türk Başkonsolosluğu tarafından yardım yapıldığı bilinmesine rağmen, Yunan Devleti susmaktadır.

Rodop Orman İdaresi'nin defterlerinin son yıllardaki kayıtlarına bakacak olanlar, yüzlerce olmasa bile onlarca orman arazisinin, orman arazisi olmadığı tanımlamalarını görecektir. Demek istediğimiz şudur; asırlardan beri ormanlık araziler olan bu alanlar, yalancı şahitlerle dağlık bölge nahiyeleri tarafından babadan kalma araziler olarak tanımlanmakta ve Yunan Devletine ait bu araziler tarımcılara tahsis edilmektedirler.

Kimsenin kimsenin ekmeğinde gözü yok, ancak yetkililer Müslümanların sahip oldukları arazilerin Hrisityanların sahip oldukları arazilerden çok olduğu ortaya çıkınca sorunlar oluşabileceğini idrak edemiyorlar mı?




Hronos – Gümülcine

22 Aralık 2006


Kısa süre önce hayatını kaybeden Mehmet Emin Aga'nın halefinin yılbaşı arifesinde, yani 31 Aralık'ta seçilecek olması, sözde Müftüler meselesini gündemin baş maddesi haline getirmiş bulunuyor.

Peki, camilerde el kaldırma yöntemiyle seçilecek olan bu sözde Müftünün kim olacağı neden Danışma Kurulu'nun kamuya açık bir toplantısı sırasında resmen ilan edilecek? Çoğunluk mensupları, bu kişilere sözde Müftü adı verilmesinin esas nedeninin, söz konusu kişilerin yasal Müftülük makamının gaspçıları olduklarından dolayı verilmiş olduğunu düşünüyor olabilirler. Esasen Müftülük kütükleri ve resmi mühürleri, devlet tarafından resmen tanınan (tayinli) Müftülerde bulunmaktadır.

Bunun yanında, el kaldırma yöntemiyle seçilenler İslam Hukuku'na uygun işlemler yapma hakkına sahip değillerdir, yapsalar bu işlemler yasal olarak kabul edilmez ve bu hususta resmi evrak da veremezler. Tabii çoğunluk mensupları canı isteyenin kafasına bir fes ve bu fesin üzerine de birkaç metre kadife sararak Müftülük veya bir miğfer takarak Büyük İskenderlik yada Napolyonluk taslayabileceğine inanmaktadır.

Ancak sözde Müftülerin durumunda bu geçerli değildir; zira bu kişiler imamları bir araya toplayarak organize etme, Şahin'e (Ehinos) bir dizi film çekmek için giden TV ekibini bir temiz dövdürme, İslam Konferanslarına davet edilme ve sözde dini baskılar olduğu gerekçesiyle Yunanistan'a küfürler ve palavralar savurma olanaklarına sahiptirler. Sözde Müftüler yardım kampanyaları düzenleyebilir, izinsiz de olsa daha sonra şark usulü pazarlıklarla bunu kılıfına uydurarak camiler yaptırabilir, şark usulü oy pazarlıklarıyla Müslümanların yaşamadığı, ancak turistik geçiş noktaları olan bölgelerde bile camiler inşa ettirebilirler.

Yunan devleti, kendi vilayeti ve ordusuna sahip olan ve yasal (tayinli) Müftüyü tanımayan böyle bir adamı ciddiye almayarak din ağalığı yapmasına ve yasal (tayinli) Müftüye de yokmuş gibi davranılmasına izin vermemelidir.




Paratiritis – Gümülcine

22 Aralık 2006


Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Avrupa Konseyi'nin son kararından duyulan memnuniyet dile getirildi. Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan, sözkonusu kararın, (Batı) Trakya Müslüman azınlığının temel hak ve özgürlüklerden mahrum olduğunu gösterdiğini söyledi.

Komşularımızın kendi ihlalleriyle ilgili ,,en iyi savunma taaruzdur,, düsturunu uyguladıkları gün gibi aşikar. Bu arada bu açıklamaların, Mehmet Emin Aga'nın halefinin seçileceği bugünlerde yapılması acaba bir tesadüf mü?

Hele bir de yılbaşı arifesi İskeçe camilerinde yapılacak olan bu seçimin, Yunan Devletince meşru görülmesi yönünde ortaya çıkarılan çabalar da göz önüne alındığında, ne gibi bir yorum getirmemiz gerekir?...

Giannis Giankinis




Hronos - Gümülcine

23 Aralık 2006

"Romanca" sözlük yazan Kıbrıs Bankası Gümülcine Şubesi Müdürü Andonis Liapis ile yapılan mülakat


-Hronos: Sayın Liapis, şehrimizde yaşayan Romanların ilk defa kendi dillerini kullanarak kutlamalar yaptıkları, konuşabildikleri ve bunca yıldır kendilerini destekleyen insanların sevgilerini hissettikleri bu etkinlik hakkında konuşmak istiyorduk. Söz konusu etkinliğin içeriği ve sizin bu etkinliği nasıl gördüğünüz hakkında konuşmanızı istiyoruz.

- Andonis Liapis: Gerçekten de söz konusu etkinlik Adrianupoleos Sokağı sonundaki (Alankuyu semti) sakinlerin çoğunun katıldığı bir etkinklik oldu. Söz konusu etkinlik selamlama konuşmalarıyla başladı; daha sonra yeni yıl dilekleri Romani dilinde yapıldı. Dernek Başkanı Hasan Ahmet ve derneğin destekçisi Prodromos Emfiyecoglu da birer konuşma yaptılar. Adıgeçen dernek 1996 yılından beri faaliyet gösteriyor olup, Yunanistan'da kurulan ilk Müslüman Roman derneğidir. Derneğin merkezi bugün Adrianupoleos Sokağı sonundadır ve etkinlik, Romanca şarkıların çalınmasıyla ve semtin fakir ailelerine insani yardımın dağıtılmasıyla sona erdi. Etkinliğe 200 kadar çocuk da katıldı; sanırım bu etkinlik son zamanlarda gördükleri en büyük olaydır.

-Hronos: Bu arada okuldaki çocuklara yardım etmeleri için gönüllülere çağrı gibi son derece önemli bir adım var; esasen gazetemiz de buna destek vermekte ve yardımların uzak ülkelere gönderilmeleri yerine, yakınımızdaki muhtaç kişilere gönderilmelerini istemektedir. Yerel toplum bu gibi çağrılara cevap veriyor mu?

- Andonis Liapis: Gerçekten de bu etkinliğin en önemli noktalarından biri insanların dayanışma duygularına hitap etmekti. Esasen vermiş olduğumuz insani yardımın bir bölümünü de şehrimizin sakinlerinin verdikleri oluşturuyordu. Sanırım halkımız bu yardım malzemelerini artırabilir.

-Hronos: Aslında bu etkinlik bir ilkti ve insanların alışması biraz zaman alacak; o zaman sevgilerini de daha çok göstereceklerdir.

- Andonis Liapis: Kesinlikle. Şu anda kamuoyu bu konuda hassaslaşmaya başladı; artık herkes bu durumu bilecek ve kendilerine gerekmeyen giysi ve oyuncakları çöpe atacakları yerde bu insanlara verecekler. Bu gibi yardımlarda bulunmak isteyenler, bunları Rom Derneğine bağışlayabilirler. Dernek bunları toplayıp ihtiyacı olanlara dağıtacaktır.

-Hronos: Bu etkinlikte bölgemizin çokkültürlülüğü de ortaya çıkmış oldu. Kendi dilleri, kültürleri olup, bu bölgenin sakinleri olan bu insanlar yıllardan beri bir köşeye atılmış yaşıyorlardı. Şimdi ise onlara verdiğiniz destek sayesinde kendilerine daha da güven geldi.

- Andonis Liapis: Bu insanlar, kökenlerinin, dillerinin ve kültürlerinin önemini anlamaya başladılar. Roman dili Adrianupoleos Sokağı sonunun yanısıra Rodop ilinin, hatta Yunanistan'ın başka bölgelerinde de konuşulan bir dil olup, Yunan dili, hatta Eski Yunan diline yakındır. Eski Yunanca bazı kelimeler hala bu dilde vardır. Artık bu vatandaşların insani ihtiyaçlarını da gözardı etmeden kültürlerini anlamaya başlamamız gerekir.

-Hronos: Romani sözlüğünü de siz hazırladınız; gelecekte de benzer çalışmalar yapacak mısınız?

- Andonis Liapis: Gerçekten de 1998 yılında yayınlanan bu sözlük bir ilk adımdı. O günden beri bu dil hakında çok şey öğrendik.

-Hronos: Bu bir dil mi, yoksa bir diyalekt mi?

- Andonis Liapis: Bağımsız dil, ancak Hint-Avrupa dilleri ailesinin bir koluna ait. Söz konusu dilin kökenlerinin Sanskritçe olduğunu söyleyebiliriz. Romani dilinin kuzeybatı Hindistan'da konuşulan dillerle benzerliği var. Romani ile ilgili başka çalışmaların da olacağına inanıyorum. Halka yönelik bir Romani diyaloglar kitabı düşünüyoruz."

Melahrini Martidu