Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanı'nın dayatmacı tutumunu üzüntüyle karşılamaktayız

Son günlerde bizleri ve azınlık insanını vicdanen rahatsız eden 240 din eğitimcisi konusunda, hemşerimiz Y.D.P. Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanı'nın dayatmacı tutumunu üzüntüyle karşılamaktayız.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı`nın 3536/2007 sayılı yasa ile azınlık temsilcilerine, din adamlarına, dini kurum ve kuruluşlarına danışılmadan tamamen tek taraflı tasarrufla her yıl yenilenecek olan belirli süre sözleşmeleri ile, Rodop-İskeçe ve Evros illerine atanacak olan 240 din eğitimcisini içine sindirmesi beklenmemelidir.

Şubat 2007 tarihinde bölgemizi ziyaret eden Y.D.P. Hükümeti Dışişleri Bakanı tarafından açıklanan “Çağdaş Azınlık Politikası Paketi” içinde yer alan din eğitimcileri yasasının çıkarılması sırasında, azınlıkla diyaloktan kaçan, toplumsal hassasiyetlere ve dini özgürlüklere saygı duymayan, çağ dışı, tutucu parti ruhlu bir siyaset uygulanması kabul edilemez bir durumdur.

Lozan Barış Andlaşmasında, “Azınlık kendi dini ve vakıf kurumlarını yönetir” ilkesine tamamen aykırı olarak, din eğitimcilerinin beş kişilik ve tamamı Hıristiyanlardan oluşan bir heyet tarafından seçilmeleri din ve vicdan özgürlüğünün yanı sıra insan haklarına da aykırıdır.

Yönetimin kiliselere dahi herhangi bir din adamı atayamadığı ülkemizde, camilerimize tamamı Hıristiyan bir heyet tarafından din eğitimcilerinin atanması kabul edilemez ve vicdanları rencide eden bir durumdur.

Yılın 12 ayı ve haftanın 7 günü görev yapan din görevlilerimizin, her yıl yenilenecek olan 9 aylık belirli süre sözleşmeleriyle tayinlerinin yapılacak olması, azınlığımız tarafından imamlarımıza karşı bir ardniyet (karpuz kabuğu) olarak algılanmış olup, islamiyetle âdeta alay edilmiştir.

Ülkemiz yöneticilerinden mevcut sorunların çözümünü beklerken, sorunlara sorun eklenmesi anlayışını hayretle karşılıyoruz.


Ahmet HACIOSMAN
RODOP MİLLETVEKİLİ