ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

İskeçe Türkleri yeniden dirildi

25.09.2008
Batı Trakya Türkleri, tarihi 29 Ocak olaylarından sonra ilk kez yürüyüş yaptı


İskeçe Merkez Azınlık Türk İlkokulunda okulların açılmasıyla başlayan "kayıt silme" sorununa karşı tepkiler, 22 Eylül Pazartesi günü yapılan protesto yürüyüşü ile zirveye ulaştı. Batı Trakya Türkleri dünyaya örnek olacak barışçıl bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe yaklaşık 2500 kişi katılırken, İskeçe semalarında yürüyüş esnasında askeri helikopterin gözükmesi dikkatlerden kaçmadı. Yaklaşık iki saat süren yürüyüş sonrası öğrenci velileri, sorun çözülene kadar okulu boykot etme kararı aldı. İskeçe Merkez Türk İlkokulu öğrencileri kayıtları silinen 16 öğrenci tekrar Merkez okuluna alınana kadar okula gitmeyecek. SÖPA'lı öğretmenlerin yürüyüşte öğrencilerine destek vermemesi de dikkatlerden kaçmadı.

11 Eylül tarihinde okulların açıldığı ilk gün, adres bahanesiyle bazı öğrencilerin kayıtlarını silinmek istenmesi neticesinde başlayan olaylar her geçen gün büyüdü. Veliler hemen hemen her gün okulun önünde toplanarak protesto eylemi yaptılar. Okulun giriş kapılarının kapatılmasıyla boykot devam etti. 19 Eylül Cuma günü Encümen Heyeti, Okul Aile Birliği ve öğrenci velileri toplantı kararı aldılar. 21 Eylül Pazar günü okulun toplantı salonunda bir araya gelen yaklaşık 150 öğrenci velisi büyük bir kararlılık örneği sergileyerek, gerekirse bütün yıl çocuklarını okula göndermeyeceklerini, ancak kendileriyle ve azınlık eğitimiyle bu derecede dalga geçilmesine asla müsaade etmeyeceklerini ifade ettiler. Yapılan toplantı sonunda öğrenci velileri oybirliği ile Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun alacağı her türlü kararın arkasında olacaklarını ifade ettiler. Öğrenci velileri ayrıca Encümen Heyeti ile Okul Aile Birliği’ni her türlü konuda yetkili kıldılar. Aynı gün İskeçe Türk Birliği’nde bir araya gelen Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu 22 Eylül Pazartesi sabahı için protesto yürüyüşü kararı aldı.

22 Eylül 2008 Pazartesi: "İskeçe Türkleri'nin yeniden dirilişi"
Pazartesi sabahı erken saatlere okul önünde kalabalık toplanmaya başladı. Öğrenciler, anneler-babalar, siyasetçiler, İl Meclis Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, dernek başkan ve yöneticileri, Türkiye Öğretmen okulu mezunu öğretmenlerimiz, din görevlileri, İskeçe Müftümüz Ahmet Mete ve tabii ki milletvekilimiz Çetin Mandacı. Saatler ilerledikçe kalabalık gittikçe arttı. Pankartlar hazırlandı. Sloganlar belirlendi. Saatler 09:00’a yaklaşırken öğrenciler velileriyle en önde olmak üzere yürüyüş başladı. Batı Trakya Türkleri 29 Ocak olaylarından sonra ilk kez bir yürüyüş yapıyordu.

Yürüyüş İskeçe Merkez Türk İlkokulu önünden yakaşık 1500 kişi ile başladı. Öğrenciler önce "Theloume Sxolia, Oxi Koroidia" yani "okul istiyoruz, bizimle dalga geçilmesini istemiyoruz" sloganıyla yürüyüşe başladılar. Gümülcine sokağı üzerinden İskeçe şehir merkezi, oradan da postahane binası önünden valiliğe doğru yürüyüş devam etti. İskeçe Valiliği önünde bir müddet duran kalabalık, valiliğe isteklerin yazılı olduğu bildiri sunulduktan sonra yürüyüşe devam etti. Valilikten sonra kapalı çarşı önünden müfettişlik binasına doğru yüyüyüş devam etti. Müfettişlik binası önüne gelindiğinde milletvekili Mandacı, Encümen Heyeti Başkanı Binnur Osmanoğlu ve Okul Aile Birliği Başkanı Sennur Hasan, İskeçe Azınlık İlkokulları Koordinatörü Yorgos Kurakos ile bir müddet görüştü ve isteklerimizin yazılı olduğu bildiriyi kendisine sundular. Milletvekili Mandacı Kurakos ile yapılan görüşme sonrası bir yumuşamanın olduğunu dile getirdi.

Yürüyüş müfettişlikten sonra da Ziraat Bankası yolu üzerinden tekrar şehir merkezine doğru devam etti. Bu esnada İskeçe semalarında askeri bir helikopter uçmaya başladı. Askeri helikopterin uçması azınlık tarafından bir gözdağı olarak algılandı. Yürüyüşün tamamında İskeçe polisi çok titiz davrandı. Polis, yürüyüşün güvenli bir şekide tamamlanması için çok titiz davrandı. Bazı ufak tefek sataşmalara da sivil polisler anında müdahale ederek en ufak bir olumsuzluğa meydan vermediler. Soydaşlarımızın yürüyüş esnasındaki sakin tavrı da polisin işini kolaylaştırdı.

Tekrar şehir merkezinden Gümülcine sokağına doğru girildiğinde kalabalığın sayısının iyice arttığı gözlendi. Her ne kadar yerel Yunan basını yürüyüşe katılanların sadece 300 kişiden müteşekkil olduğunu söylese de yürüyüşün sonunda Gümülcine sokağındaki kalabalık yaklaşık 2500 kişiydi.

Öğrenciler ve veliler Yürüyüş boyunca; "Eğitim hakkımız söke söke alırız" , "Vur vur inlesin Stilyanidis dinlesin" , "Theloume Daskalus, Oxi Papagalus" , “Theloume Sxolia Oxi Koroidia" , "Bu okul bizim, bizim kalacak” sloganlarıyla İskeçe’yi inlettiler. Öğrenciler ve veliler bu direnişi sonuna kadar devam ettireceklerini ifade ettiler.

Yürüyüş sonunda İskeçe Merkez Azınlık Türk İlkokulu’nun bahçesinde toplanan kalabalığa milletvekili Çetin Mandacı şöyle hitap etti:

"Yıllardan beri eğitimimizde sorunların varlığından bahsettik. Yıllarca sorunlarımız birikti. Çünkü eğitim bizim evlatlarımızla ilgili. Torunlarımızla ilgili. Ben hepinize teşekkür ediyorum. Çünkü bugün herkese karşı bir yürüyüşün, bir hak arama mücadelesinin ne kadar güzel, ne kadar kibar yapılabileceğini gösterdik. Bizler medeni insanlarız. Medeniyetin gerektirdiği şekilde, kültürümüzün gerektirdiği şekilde, dinimizin gerektirdiği şekilde bunu herkese karşı sergiye koyduk. Ben anne-babalara, encümen heyetine, okul aile birliğine, politikacılarımıza, öğretmenlerimize, imamlarımıza ve özellikle de çocuklarımıza kendim ve arkadaşlarım adına bir borç biliyorum. Bugün buradan mesaj her yere gitti. Kim hangi şekilde isterse o şekilde algılasın. Biz bugün burada varız dedik ve var olmaya da devam edeceğiz. Nasıl ki bugün demokratik bir şekilde, insanlara ve kanunlara saygılı bir şekilde bu mücadeleyi yaptıysak bundan sonra da haklarımızı elde etmek için her türlü mücadeleyi yapabileceğimizin mesajını verdik. Bi zbugün gereken mesajı verdik. Sıra şu anda yetkililerde. Biz kararlıyız. Encümen heyetinin, Okul aile birliğinin ve en önemlisi velilerin verdiği yetki ile aldığımız karar gereği bayrama kadar bu okula öğrenci göndermeyeceğiz. Bu sorun çözülmezse gerekirse 10.000 kişiyle de yürüyüş yaparız. Bunu bugün ispatladık. Benim temennin bu bayramın çift bayram olarak kutlanmasıdır. Eğer bir gelişme olursa, biz okul aile birliği vasıtasıyla size haber veririz. Bize desinler ki bu 16 çocuğu bu okula alıyoruz, hemen yarın okul başlıyor."

Yürüyüş hakkında birkaç not
Bu yürüyüşü bazıları hafife almış olabilir. Ancak mesele hiç de öyle değil. Bazıları bu birlikteliği bertaraf etmek için hafta boyunca çalıştı. Bazıları okulun çnüne gelerek boykotu povoke etmeye çalıştı. Ancak soydaşlarımız hiç de oralı olmadı. Yürüyüş esnasında İskeçe polisi güvenlik noktasında çok titiz ve başarılı olmasına rağmen askeri helikopterin boy göstermesi bir "gözdağı" olarak nitelendirildi. Söpa mezunu öğretmenlerin kendi öğrencilerine destek vermemesi büyük eleştiri topladı.

Yürüyüşten sonraki gün okul müdürü Faik Karadayı’nın Empros gazetesinde çıkan demecinde, "Milletvekilleri, belediye başkanları ve ikinci okulu işe yaramaz gösteren öğrenci velilerinden çok baskı gördüm. Bana ikinci okulun Pomak okulu olduğunu ve oraya çingene çocuklarının gittiği söylediler.” gibi asılsız ifadeler kullanmış. Eğer Faik Karadayı bu gazeteye böyle ifadeler kullandıysa bu iddilarını ispatlamak durumundadır. Yoksa bu milleitn karısında büyük bir yalancı durumuna düşecektir. Sorunun ortaya çıktığı ilk günden itibaren olayları yakinen takip ediyoruz. Ne milletvekilimiz ne de herhangi bir veli kendisine böyle bir baskı yapmamıştır. Tam tersine boykotun devam ettiği bir gün hep birlikte kendisine bu sorunun çözülmesi için istifa etmesini ve bu milletin sonuna kadar kendisini destekleyeceğini söylememize rağmen, kendisi bunu bir baskı olarak algılamış herhalde.

Bu yürüyüş, İskeçe Türkleri'nin gerektiğinde hakları için bir araya gelebileceğini ve yeniden dirilişinin en büyük kanıtı olmuştur. Yürüyüş esnasında Yunanlı bir çok hemşehrimiz de haklı olduğumuzu ifade ederek bizlere destek vermişlerdir. Bir çok Yunalı'nın yürüyüşün niçin yapıldığından haberinin bile olmaması Yunan basınının meleyi her zamanki gibi çarpıttığını ortaya koymuştur.

Bu konuda azınlığımızın tepkisini eleştiren özellikle yerel Yunan basın mensuplarına diyecek bir tek söz vardır. Günün birinde sizin de çocuğunuzu okulların açıldığı ilk gün sırtında çantası ile okula almadıkları zaman da acaba bizim için yazdıklarınızı kendiniz için de yazabilecek misiniz? Sizin de çocuğunuzu önce okula kaydetsinler sonra da kaydını silmeye kalksınlar, bırakın silmeyi size sormadan bir de başka okula kaydetsinler bakalım ne yapacaksınız? Ortalığı mahşer meydanına çevirirsiniz. Ama sözkonusu Müslüma-Türk azınlığın çocukları olunca işiniz gücünüz azınığın milli hassasiyetlerine dokundurmalar yaparak haber yapmak. Böyle gazetecilik de olmaz. Böyle dostluk da olmaz, bu da böyle bilinmelidir.

Alınan boykot kararına rağmen 23 Eylül Pazartesi günü 7-8 tane çocuğun okula gittiği görüldür. Birkaç tanesinin bilmeden bu işi yaptığı anlaşıldı ve velileri hemen çocuklarını okuldan aldılar. Diğer çocukların da kimler olduğunu biliyoruz. Ama şimdilik bu konuda bir şey yazmayalım, çünkü yazarsak çok ağır yazman zorunda kalacağız. Allah onları ıslah etsin, Allah onlara en kısa zamanda hidayet nasip etsin, başka sözümüz yoktur.


MILLET