ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Batı Trakyalı yerel yöneticilerden Türkiye'nin AB üyeliğine

10.10.2004
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için "İlerleme Raporu"nun açıklandığı gün, Batı Trakyalı yerel yöneticilerin Türkiye'nin AB üyeliği hakkındaki görüşlerini sorduk. İşte Yunanlı yerel yöneticilerin Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili görüşleri:

Aris Yannakidis (Rodop Valisi): "Tüm ülkenin ortak arzusu Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasıdır. Hepimiz bu amaca yönelik çalışmalıyız. Avrupalı bir Türkiye hem Türk halkının yararına olacak hem de Türk - Yunan ilişkilerini pozitif yönde etkileyecektir. Bu yüzden ülkemizin bütün siyasi kesimleri Türkiye'nin biran önce AB üyesi olabilmesi için elinden geleni yapmalıdır. Ben tüm komşularımızın Avrupa Birliği üyesi olması gerektiğine inanıyorum. Bölgedeki ülkeler kalkınma yolunda birlikte hareket etmeli. Bu, halkların ortak arzusudur. Bildiğiniz gibi hem Bulgaristan hem Türkiye ile kurumsal anlamda işbirliği ilişkilerimiz var. Türk halkı da ülkelerinin AB programları ve AB üyeliği sayesinde daha iyi günler yaşayacaktır".

Yorgos Pavlidis (İskeçe Valisi): "Türkiye'nin Avrupa Birliği süreci ve bu sürecin sonunda gelecek olan AB üyeliği, bölgemizi birçok baskıdan kurtaracak. Bu yüzden Türkiye'nin AB üyeliği Trakya için çok önemli. Bu bölge ve genel anlamda Balkanlar zaman - zaman yaşadığı gerginliklerden de kurtulmuş olacak. Bu gerginlikler eskiden NATO ile Varşova Paktı ülkeleri arasında yaşanıyordu. Yine bundan yıllar önce Türk - Yunan ilişkileri de bölgemizi olumsuz etkiliyordu. Türkiye'nin AB üyeliğini çok yönlü olarak hak ettiğini düşünüyorum. Biz iki halk olarak çok sayıda ortak özelliğe sahibiz. Bu ilişkimiz gelecekte daha da iyi olacak. İnanıyorum ki bu dostluk için hep birlikte çalışmamız gerekiyor".

Dimitris Koçakis (Yeni Demokrasi Partisi Rodop İl Örgütü Başkanı): "Yeni Demokrasi partisi Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecini desteklediğini defalarca söylemiştir. Bunu, başkanı Kostas Karamanlis aracılığıyla da yapmıştır. Aynı ekonomik pazar ve aynı siyasi yapının içinde yer alan iki ortak olarak başlayan dostluk ve işbirliğini daha sağlam temellere oturtabiliriz. Zaten başbakan Karamanlis ve Tayyip Erdoğan'ın başlattığı çok güzel bir diyalog var. Karamanlis, Rodop valiliğindeki konuşmasında Trakya'daki azınlığın Türkiye ile aramızda köprü görevi gördüğünü söylemişti. Türkiye'nin AB üyeliğiyle birlikte Trakya için çok önemli roller doğuyor. Hem kültürel hem de ekonomik roller doğmuş olacak. Bizim de Türkiye'nin AB üyeliğiyle kazanacağımız şeyler olacak. Çünkü kendi ürünlerimizi Türk pazarına sokabileceğimiz gibi Türk mallarını da burada görebileceğiz. Bu süreçte Trakya'nın önemi çok somut olacak".

Kostas Liurtas (Rodop ili Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı): "Mümkün olsa da Türkiye hemen bugün Avrupa Birliği'ne (AB)girebilse. Yunanistan'ın çıkarına olan Türkiye'nin AB üyesi olmasıdır. Bunca yıldır diğer Avrupa ülkeleri Yunanistan'ın arkasına gizlenerek Türkiye'yi bizim istemediğimizi gösterdiler. Fakat Yunanistan Türkiye'nin AB'ye üyeliğini istiyordu ancak diğerleri istemiyordu. Türkiye'nin AB'ye üyeliği halinde elbette bölgemize de etkileri olacaktır".

Damon Damianos (Gazeteci - Gümülcine Belediye Meclisi Başkan Yardımcısı): "Türkiye AB üyeliğini hem tarihi hem coğrafi hem de siyasi olarak hak ediyor. Avrupa sınırları Urallarda bitiyor diyenlere karşıyım. Avrupa kapalı bir Hıristiyan kulübü olamaz. AB kanatlarını Hıristiyan olmayan ve özellikle de Türkiye gibi doğu ile batıyı birleştiren ülkelere de açmalıdır. Hatta gelecekte AB'yi kuzey Afrika ülkelerine ve diğer Balkan ülkelerine kadar genişlediğini görebilmeliyiz. Türkiye, tabii ki Kopenhag kriterlerini yerine getirmelidir. Tabii ki insan hakları alanında gelişmeler olmalıdır. Türkiye'nin AB süreci zaten hem siyasi yapısını hem de ekonomisini geliştirmesine yardımcı olacaktır. Türkiye'nin AB üyeliği Yunanistan için önemli bir fırsattır. Bundan kazanacağımız çok şey var. Yunanistan en basitinden Türkiye'yi istemeyen ülke görüntüsünden kurtulmuş olacak. Bu da Yorgo Papan- dreu'nun 1999 yılında Helsinki'de başlattığı Türkiye'yi destekleme politikasının haklılığını ortaya koyuyor. Türkiye'nin AB üyeliği bölgemiz için de çok iyi olacak. Türkiye'ye verilecek olumsuz bir yanıt ise olumlu adımlar atan Türkiye'ye yapılmış bir haksızlık olacak. Fakat olumsuz cevap AB için de kötü olur. Çünkü Türkiye Balkanlar açısından, terörle mücalede açısından ve en önemlisi de medeniyetler çatışmasının önüne geçilmesi açısından da önemli bir ülke. Aralık ayında kesin bir yanıt verilmelidir. Türk halkının verdiği mücadelerle müzakere tarihi almayı hakettiğini düşünüyorum. Avrupalılar bazı tabuları aşarak Türkiye'ye büyük Avrupa ailesine girmek için fırsat vermelidirler.

Yorgos Huliaras (PASOK Partisi İskeçe İl Örgütü Genel Sekreteri): "PASOK partisi olarak Türkiye'nin AB sürecine olumlu bakıyoruz. Çünkü ilk önce Türkiye'de değişim yönünde çabalar olacak. Bu da Türk halkına yıllarca süren bir sistemi aşmak için fırsat verecektir. Biz PASOK hükümetleri döneminde Türkiye'nin AB çabasına katkıda bulunduk. Sayın Papandreu dışişleri bakanlığı döneminde bu çabalaro önemli ölçüde hızlandırdı. Parti olarak müzakerelerin başlamasına evet diyoruz. Aralık ayında da bu tarihin verilmesini destekliyoruz. Tabii Helsinki'de Kırbıs ve Türk - Yunan ilişkilerindeki verilen sözleri gözönünde tutarak. Desteği garanti etmek elbette ki Ankara'ya bağlı. Bu da demokratik değişimleri biran önce hayata geçirmesiyle ilgili. İlerleme raporu, somut değişimlerin başlaması için en önemli fırsattır. Yunanistan ve PASOK, Türkiye'nin nihayet iyi bir komşu olabilmesi için tarih almasını diliyor. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bölgemize büyük katkısı olacağına inanıyorum. Bu yüzden de bu süreci destekliyorum. Terör saldırılarının başgösterdiği bir dönemde demokratik bir Türkiye'nin AB üyesi olmasında güvenlik açısından çok büyük yararlar vardır. Bu üyelik, medeniyetler çatışmasını istemediğimize çok güzel bir örnek de olacaktır".

Türkiye'ye "Koşullu EVET"

AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, AB Komisyonu'nun Türkiye'ye yanıtının ''koşullu evet'' olduğunu söyledi.

Prodi, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı açıklamada, ''Komisyonun Türkiye'ye yanıtı evettir, koşullu evet'' diye konuştu. AB Komisyonu, Türkiye ile müzakerelerin şartlı olarak başlatılmasını önerdi.

Yasal reformların yürürlüğe girmesini ön koşul olarak gösteren Komisyon, insan hakları konusunda ihlal olması durumunda müzakere sürecinin askıya alınabileceğini belirtti.

Komisyon, İlerleme Raporu'nda müzakere tarihi belirlemezken, bu kararı AB liderlerine bıraktı.

TÜRKİYE'NİN KATILIMINDAN KORKACAK BİRŞEY YOK!

AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Komisyon'un Türkiye'ye 'şartlı evet' dediğini açıklayarak, Avrupa'nın Türkiye'nin üyeliğinden korkmaması gerektiğini söyledi.

AB'deki çok ciddi tartışmalar ve uzun bir hazırlık süreci sonunda hazırlanan Türkiye'ye ilişkin raporun, bir dizi tavsiyeyi de beraberinde getirdiğini söyleyen Prodi, Türkiye'deki durumun denetim altında tutulması gerektiğini belirtti.

Komisyon'un Türkiye'ye ilişkin bütün verileri deforme etmeden tek tek değerlendirdiğini anlatan Prodi, Türkiye'de son birkaç yılda büyük reformlar gerçekleştirilmesine rağmen, halen pratik gerçekliğe dönüştürülmesi gereken pekçok konunun olduğuna dikkat çekti.

Prodi, Komisyon'un intibasının çok olumlu olduğunu, yapılan tüm reformların kendilerini 'evet' demeye yönelttiğini, ancak Avrupa'nın dikkatli davranmaya devam edeceğini söyledi.

Komisyon Başkanı sendikal haklar, kadın hakları, sivil-asker ayrımı, sivil toplumun daha aktif hale getirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Romano Prodi, AB kamuoyuna mesajında ise ''Türkiye'nin katılımından korkacak bir şey olmadığını'' söyledi.

Komisyon, Bulgaristan ve Romanya'nın üyeliğini kabul etti...

YEŞİL IŞIK YAKILDI

AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi ve genişlemeden sorumlu üye Günter Verheugen, Avrupa Parlamentosu'nda konuşarak Türkiye Raporu hakkında bilgi verdiler.

Prodi ve Verheugen'in konuşmalarının ardından grup temsilcileri görüş bildirdi.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell Fontelles, AB Konseyi'nin 17 Aralık'ta bir karar almasından önce Parlamento'nun bir rapor sunacağını söyledi.

İLERLEME RAPORU'NA 28 'EVET', 2 'HAYIR'

AB Komisyonu, AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlamasına yeşil ışık yakan raporu, oy çokluğuyla kabul etti.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada İlerme Raporu'nun 'büyük bir uzlaşma'yla kabul edildiğini açıkladı.

Reuters haber ajansının Komisyon kaynaklarına dayandırdığı habere göre, 30 üyeli AB Komisyonu'nda sadece Hollandalı Frits Bolkestein ve Fransız Pascal Lamy, rapora 'hayır' oyu verdi.

FRANSA VE HOLLANDA'NIN TÜRKİYE'YE BAKIŞI

Türkiye'nin üyeliği konusunda referandum yapılacağı sözünü veren Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Türkiye'nin üyeliğini uzun vadede destekliyor. Ancak hükümette çoğunluğa sahip olan muhafazakar parti, Türkiye'nin birliğe tam üye olmasına karşı çıkıyor.

Avrupa Birliği dönem başkanı Hollanda'daki merkez sağ koalisyon hükümeti ve muhalefet de prensipte Türkiye'nin üyeliğine destek veriyorlar.

FARKLI BİR 'GENİŞLEME'

Türkiye'nin 2015 yılından önce AB'ye üye olabileceğine ihtimal vermeyen Komisyon, Türkiye'nin üyeliğinin nüfusu, büyüklüğü, coğrafi konumu, ekonomisi, güvenlik ve askeri potansiyelinden ötürü diğer 'genişleme'lerden daha farklı olacağı konuşuluyor.