ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Batı Trakya Yunan Basınından Haberler

23.08.2006
Eleftheri Thraki - Dedeağaç

22 Ağustos 2006


Milli Eğitim ve Dinişleri Bakan Yardımcısının Resmi Gazetenin 867/10-7-2006 tarihli sayısında yer alan kararıyla 2006 - 2007 ders yılında ortaokulların I., II. ve III. sınıflarına Türkçe dersi konuluyor. Bahsekonu kararda bir de gerekçe var ve bu gerekçede Türkçe öğreniminin öğrencilerin çokkültürlülüğe aktif bir şekilde katılarak, farklılığı vs. daha iyi anlayacaklarından bahsediliyor.

Önce yürürlükteki Anayasanın 16. maddesinin 2. paragrafında ne yazdığına bir bakalım. Bahsekonu maddede, eğitimin devletin temel misyonu olduğu, amacının Yunanlıları ahlaki, manevi, profesyonel ve fiziki açıdan eğitmek olduğu ve bunun yanında, milli ve dini bilinç vererek, onları özgür ve sorumluluk sahibi vatandaşlar yapmayı amaçladığı belirtiliyor.

Sayın Bakan Yardımcısının Türkçe dersleri konusundaki gerekçesi, Anayasanın yukarıda belirtilen maddesiyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bugün ilk ve orta dereceli okullarda İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca öğretilmektedir.

Yukarıda belirtilen dillerin öğretimi, Anayasada belirtildiği gibi, gençlerin profesyonel, ahlaki ve manevi eğitimlerine kesinkes katkıda bulunuyor. Bütün bilim adamları yukarıda belirtilen dillerde yayınlanan makale ve kaynaklara başvuruyorlar. Bunun yanında, Yunanistan'ın yukarıda belirtilen dillerin konuşulduğu ülkelerle bağları da son derece güçlüdür.

Gurbetteki Yunanlıların çoğu ABD, İngiltere ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde ikamet etmekte, on binlerce Yunanlı da adıgeçen ülkelerde yüksek lisans yapmaktadırlar. Yunanistan ayrıca bilimsel, teknolojik, kültürel, ve kalkınma (YN. - ticaret, sanayi, gemicilik) açısından bu ülkelerle ilişkisi olduğundan dolayı, halk anılan dilleri mecburen bilmektedir.

Yunan devleti doğru bir harekette bulunarak, Anayasa'da belirilenlerle de bağdaşan ve gerekli olan bu uluslararası dilleri eğitimine dâhil etmiştir. Aksine, Anayasa'da belirtilenlerin uygulanması yönünden bakıldığında, Türkçe yukarıdaki şartlardan hiçbirine uymamaktadır.

Bunun yanısıra, öğrencilerin zaten oldukça ağır olan ders programları bu dersle daha da ağırlaşacak ve bu da diğer derslerin aleyhine olurken, Türkçe dersi, eğitimle ilgili zaten düşük olan bütçeye ek bir yük de getirecektir. Yüzlerce öğretmenin olduğunu, sınıflarda sadece 2 - 3 öğrencinin bu dersi aldığını bir düşünün, devlet parası nasıl da çarçur edilecektir.

Bu boyun eğme niye ki? Bir dili siz empoze edemezsiniz, dil size kendi kendini empoze ettirir. Her neyse, sonuçta bu konuya Danıştay çözüm getirecektir.

I. Th. Hainis,
Milli Meçovio Teknik Üniversitesi Akademik Statüsü Saklı Emekli Profesörü




Hronos – Gümülcine

22 Ağustos 2006

TRAKYA YUNAN OKULLARINDA TÜRKÇE DERSLERİNE TEPKİ


- Vatanseverlerin feryatları: Türkleştirme başlangıcı olan bu karar geri çekilsin.

Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanı, (metinde aynen, Bakan Yardımcısı olması gerekir) Trakya'daki Yunan okullarında Türkçe dersi verilmesi hakkındaki Resmi Gazetede (Sayı: 61539/G2/10-7-2006) yayınlanan kararlardan sonra, şu konuların belirtildiği ek bir karar yayınladı: Türkçe dersi İskeçe'de 4. ve 6., Gümülcine'de 1., 2. ve 4. ortaokulların I., II. ve III. sınıflarında olmak üzere Trakya'daki 5 ortaokulda uygulanacak.

Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı, Rodop Müslüman Milletvekili ve Gümülcine Türk Başkonsolosluğu aracılığıyla iletilen, Ankara'nın sadece Trakya'daki Müslümanların (Pomaklar, Çingeneler ve Türk kökenliler) değil, aynı zamanda Hristiyan çocuklarının da Türkleştirilmesi talimatına uymaktadır.

Anılan reform, etnik açıdan hassas olan Trakya ile sınırlandırılmakta ve eğitimi Türkleştirerek, gençliği dil açısından saptırmaktadır. Türkiye'nin 550 esaret yılı boyunca Trakya'da başaramadığını, Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı eğitimi Yunancadan arındırarak başaracaktır. Cinayet derecesine varan bu hareket, sadece Yunan Trakyamız için değil, aynı zamanda tüm Kuzey Yunanistan için de sonun başlangıcını teşkil etmektedir.

Neden Trakya Dimokritos Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunları yüksek lisans eğitimlerinde Türkçe veya Rusçadan sınava girmek zorunda kalsınlar? Türkçe uluslararası bir dil mi oldu? Trakya, Kıbrıs ve Ege aleyhine bu kadar tavizler, geri adım atmalar yeter artık!

Trakya için kutsal kitap niteliğinde olan Lozan Antlaşmasını inceleyin ve maddelerini uygulayın.

Yunanlılar, uyanın artık!

Bütün Trakyalılar olarak, dışarıdan getirilen bu kararı protesto ediyor ve her türlü şekilde tepki göstereceğimizi belirtiyoruz.

Ulusal bilincimizi satmayız!

Trakyamızı savaşmadan Türklere peşkeş çekmeyiz!

Hükümetin tahammülü hepimizin suçudur. Trakya'nın Türkleştirilmesinin başlangıcı olan bu ilerici karar derhal geri alınmalıdır.

Yunanistan'ın ve Avrupa'nın sınırları Batı Trakya'dan başlar! Henüz zaman varken hepimiz tepki göstermeliyiz.

Emilia Ladopulu
Gümülcineliler Birliği Fahri Başkanı
Kuzey Yunanlılar Milli Birliği Asbaşkanı

Protesto Notu: Üniversite çevreleri, Ortaöğretim Görevlileri Birliği (ELME) okul aile birlikleri, Kilise, Devlet ve tüm dernek ve kuruluşların, Eylül ayından önce şu şekilde tepkilerini göstermeleri gerekmektedir:

a. Trakya'daki tüm ortaokullarda Türkçe dersinin okutulması konusundaki şifahi genelgenin geri çekilmesi için Danıştay'a başvurarak,

b. Sözkonusu şehirlerde tüm öğrenciler hep birlikte Türkçe dersine girmeyerek.

Hemşerilerimiz, vatanımızın eğitiminin Türkleştirilmesine hayır! Bu konuda hep birlikte harekete geçelim! Yarın çok geç olacak!




Hronos - Gümülcine

17 Ağustos 2006

MÜSLÜMAN OYLARI OPERASYONU!


Rodop dağlık bölgesindeki Seçek şenlikleri, ucu Gümülcine'ye dek ulaşan siyasi tartışmalara ve siyasi reklama dönüştü. Bahsekonu etkinliğin en zayıf halkasını ise, kültürel şenlikler oluşturdu. Yerel yöneticiler, adaylar, hatta davetli olarak Türkiye'den gelen tanınmış siyasetçiler halka ve siyasi rakiplerine de kürsüden mesaj verdiler.

Bilindiği gibi Trakya'nın 3 ilinin en ücra köşelerinden bile ziyaretçilerin akın ettiği ve gerçekten güzel bir yaylada yapılan Seçek etkinlikleri, Müslüman ve Hristiyan siyasetçilere yaptıklarını anlatabilecek ve rakiplerini eleştirebilecekleri mükemmel bir fırsat sunma özelliğine sahip. Bölge siyasetçileri, seçilmiş ve atanmış şahıslarla, adaylar, etkinlik alanına davul ve zurna eşliğinde geldiler.

Seçek şenliklerine Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, Evros (Meriç) Milletvekilleri Georgios Dolios ve Stavros Keleçis, Rodop Valisi Aris Yannakidis, Evros Valisi Nikolaos Zabunidis, Mehrikoz (Kechros) Nahiye Başkanı Abdülkadir Hafız Hoca, Gümülcine Belediye Başkan Yardımcısı Pavlos Damianidis, Rodop Vali adayı (YDP) Mihalis Athanasiadis, İl Meclis Üyesi adayı Panayotis Çiçios, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Ümit Yardım, Bursa Milletvekili Mustafa Dündar, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve çok sayıda yerel yetkili katılırken, programının yoğunluğundan dolayı sadece ilk günkü etkinliklere katılabilen Rodop Milletvekili Hrisa Manolia da bir selamlama mesajı gönderdi.

Etkinliklerin açılışını ilan eden Seçek Azınlık Derneği Başkanı Hasan Bekirusta, Türk Kültür ve Turizm Bakanlığı, İskeçe Türk Birliği ve Bulgaristan'dan folklor ekiplerinin katılımlarıyla etkinliklere renk kattıklarını belirterek, bu desteğin kendilerine güç verdiğini belirtti. Başkan, bu alanın, tüm farklılıkları geride bırakarak, Müslüman ve Hristiyanların buluşma noktası olma temennisini dile getirdi.

Kürsüye çıkan yetkililer yaptıklarını, adaylar ise yapacaklarını dile getirme fırsatını kaçırmadılar. Selamlama konuşmalarının en ilginç yanı ise, Rodop Valisi Yannakidis ile, Rodop Vali adayı Athanasiadis arasında yaşanan sert sürtüşme oldu. Olaya, Evros Miletvekili (PASOK) Dolios da müdahale etti.

Rodop Valisi Yannakidis, Seçek yaylasından insanlık, sevgi ve barış mesajı gönderdiklerini belirtirken, etkinliğe katılanları Lübnan'da ölenler için saygı duruşuna davet etti. Yannakidis, ayrıca tüm nüfus gruplarının kendi örf ve adetlerini yaşatmaları için mücadele vereceğini belirtti.

Rodop Vali adayı Athanasiadis ise Vali Yannakidis'i demagog olarak tanımlarken, halktan da büyük alkış aldı. Athanasiadis, Lübnan'da ölenlere herkesin üzüldüğünü, ancak asıl düşünülmesi gerekenlerin bu bölgede yaşayan ve işsizlikle mücadele eden Ayşeler ve Ahmetler olduğunu söyledi. Athanasiadis, bir valinin görevinin Irak ve Lübnan'da olanlarla değil, bu bölgede olanlarla ilgilenmek olduğunu da bilhassa vurguladı.

Söz alan PASOK Evros Milletvekili Dolios ise Athanasiadis'in sadece aday olduğunu, dolayısıyla kendisine söz verilmemesi gerektiğini savundu. Dolios, bölge halkının sorunlarının siyasi istismar konusu yapılmaması gerektiğini, bu gibi davranışların etkinliklere zarar vereceğini söyledi.

Etkinliklere katılan Bulgaristan folklor ekibi ise, ellerindeki Türk-Yunan-Bulgar bayraklarıyla herkesi etkilerken, TRT ekibi Yunanlı yetkililer ve halkla röportaj yaptı. Şenlikler, yağlı güreş finalleriyle son buldu.

Dimitra Simeonidu




Hronos - Gümülcine

17 Ağustos 2006

Nikolaos Zorbas Siyasi ve Sosyal Birliği, Meclis eski Asbaşkanı ve Başkan Panayotis Krtikos ve Adalet Bakanlığı eski Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yorgos Asimakopulos'un imzalarıyla bir açıklama yayınlayarak, Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanlığının ortaokulların I., II. ve III. sınıflarına Türkçe dersinin dâhil edilmesi kararını milli açıdan tehlikeli, siyasi açıdan izin verilemez ve kültürel açıdan kabul edilemez olarak tanımladı.

Adıgeçen derneğin açıklamasında şöyle deniliyor:

,,Nikolaos Zorbas Siyasi ve Sosyal Birliği, Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanlığının ortaokulların I., II. ve III. sınıflarına Türkçe dersini dâhil eden 867 sayılı Resmi Gazetedeki 61539/G2 sayılı kararını milli açıdan tehlikeli, siyasi açıdan izin verilemez ve kültürel açıdan kabul edilemez olarak tanımlar ve en sert biçimde kınar.

Bahsekonu kararın Türkçe'nin öğretilmesinin müfredata dahil edilmesi kararı yanlıştır.Zira;

a. okullarda Yunanca öğretilmesinin altını oyacak ve bunu kalitesi düşük, önemsiz unsurlarla zayıflatacak,

b. okullarda okuyan çocukların, bilhasssa hassas bir dönemlerinde milli bilinç oluşumunu saptıracak,

c. eğitimi gerçek hedeflerinden ayıracaktır.

Anılan karar, eğitimin misyonu ve içeriğine milli ve tarihi açıdan zararlı sonuçlar doğuracağı gözönüne alınırsa, Anayasanın ilgili hükümlerine aykırıdır. Birlik, bahsekonu kararın derhal geri alınmasını talep eder.,,




Hronos – Gümülcine

17 Ağustos 2006

Türkçe'nin Trakya'daki liseler ve ortaokullarda seçmeli ders olarak okutulması konusundaki tepkiler oldukça karmaşık. Bazı kuruluşlar, Milli Eğitim ve Dinişleri Bakanı Marietta Yannaku'ya protesto mektupları göndererek, anılan kararla ilgili izahat istediler.

Öte yandan bu karara iyi gözle bakanlar da var; zira çok sayıda kişi devamlı gelişen komşumuzla iş yapabilmek için Türkçe öğrenmek istiyor. Elbette çok kişi de Gümülcine - Yanıkköy (Nimfea) - Makaza ve İskeçe - Paşmaklı (Smolyan) yolları açılacağından dolayı neden okullara Bulgarca değil de, sadece Türkçe dersi koyulacağını soruyorlar. Bilindiği gibi Bulgaristan 2007 yılında, yani Türkiye'den çok daha önce AB üyesi olacak.

Açıklandığında ortaya bomba gibi düşen bu cesur karar hakkında ciddi endişeler var. Esasen gazetemiz bu konuda bazı kulis çalışmaları olduğunu ve alınan kararlarda hiçbir şeyin tesadüfi olmadığını gayet iyi biliyordu; ancak buna rağmen muğlak gibi görünen olay gerçekleşti.

Bu kararın sonuçlarını uygulamada göreceğiz ve hesap - kitap o zaman yapılacaktır.




Hronos - Gümülcine

2 Ağustos 2006


Pomak sakinleri tarafından terkedilmiş olan ve sadece eski evleri satın alarak restore eden ve orada kalan bir kaç yabancının bulunduğu Taşlık (Petrota) köyündeki camide çalışmalar aralıksız devam ediyor.

Adıgeçen köyün eski sakinlerinden ise, sadece üç beş Müslüman çoban kalmış durumda; onlardan da dağlarda olanlar camiye gitmeyip ibadetlerini, Allah'la daha yakın oldukları açık havada ve yaylalarda yapıyorlar.

Sözde Müftü İbrahim Şerif'in desteği ve yardımıyla, az sayıdaki çoban için gerçekleştirilen anılan camideki çalışmalar, kamuoyuna yansıdığında durdurulmuştu; ne var ki bu çalışmalar, aniden ve sanki bir an önce bitirilmesi istenirmiş gibi hızlı bir şekilde yeniden başladı

İşçiler Pazar günü durmaksızın çalışıyorlardı ve bir elin parmaklarından bile daha az kişiye hizmet edecek olan bahsekonu cami için İmar Müdürlüğünden bir izin alınıp alınmadığı bilinmiyor. Bunun yanında, eğer verilmişse, neredeyse terkedilmiş olan bir köy için böyle bir izin nasıl verildi?

Konu oldukça ilginç, zira tam da her şeyin felç olduğu çok soğuk veya çok sıcak dönemlerde, ya da ortada azınlık oyunun olduğu seçim dönemlerinde camiler, tekkeler ve minareler mantar gibi bitiveriyorlar.

Tam da Meteora bölgesine benzeyen kayası, antik taş ocakları, değirmen taşları, muhteşem sahilleri olan bahsekonu köyün turistik açıdan kalkınmasının yaşandığı bugünlerde anılan cami işlevselden çok dekoratif bir amaca hizmet edecek ve tam da anayolun yakınında bulunmasından dolayı, bölgemizi ziyaret eden yabancılara, Rodop ilinde İslamın varlığını vurgulayacak.