İskeçe’de Türk gazeteciye polis saldırısı.

İskeçe’de Millet Gazetesi sahibi ve genel yayın yönetmeni Cengiz Ömer evinin önünde Yunanlı bir polis memurunun saldırısına uğradı. 10 Haziran akşamı gerçekleşen olayda evinin önünde kalp hastası olan annesini indirmek için geçici olarak arabasını park eden Cengiz Ömer’e arkasında duran ve yolunun kapatıldığını ileri sürerek arabasından inen polis memuru saldırıda bulundu.

Polis memuru “Türkler dışarı, Türklerin Yunanistan’da işi yok, Türkiye’ye gidin” şeklinde tehditler savurarak önce gazeteci Cengiz Ömer’e ardındanda kalp hastası annesi ve babasına fiziki saldırıda bulundu. Darp edilen gazeteci Cengiz Ömer’in annesi olayın ardından rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Cengiz Ömer polis memuru hakkında mahkemeye şikayette bulundu.

Bu saldırı münferit bir olay değildir.

Gazeteci Cengiz Ömer olayın münferit bir saldırı olmadığını belirterek “bu olay daha önce sabık Vaaz ve İrşat Heyeti Başkanı Abdullah Çolak’a yapılan saldırı ile benzerlikler taşımaktadır, bu olayın bir tesadüften ibaret olduğu konusunda şüphelerim var” şeklinde konuştu. Son zamanlarda gazetesinin Batı Trakya Türklerinin hakları konusunda tavizsiz ve cesur yayınlarından ötürü Yunan basınının iftira kampanyasına ve tehditlerine maruz kalarak hedef gösterildiğini belirten Cengiz Ömer, kendisine ve ailesine yapılan bu saldırının zamanlama ve taktik açısından düşündürücü olduğunu ifade etti.

Kamu görevlileri Batı Trakya Türklerine ayrımcılık yapıyorlar.

Üzücü olayın ortaya çıkmasının ardından bir basın açıklamasında bulunan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu gazeteci Cengiz Ömer’e geçmiş olsun dileklerini iletti. Batı Trakya’daki kamu görevlilerinin ve özellikle polislerin Türklere karşı aşırı milliyetçi tutumlarını sürdürdüklerini ifade etti. Habipoğlu “bu saldırı polisin Türklere karşı olan tutumunu ortaya koymaktadır. Batı Trakya’daki Yunanlı kamu görevlileri Türklere karşı olan nefretlerini fırsat bulduklarında göstermektedirler” dedi.

Çoğunluk toplumunun Azınlığımız ile bir arada ve uyum içerisinde yaşamak için çaba göstermesi gerektiğini ifade eden Habipoğlu “ancak Batı Trakya Türklerinin haklarını savunan bir gazetecimiz üzücü bir saldırıya uğruyor. Bu olayların önüne geçmek için farklı kimliklere hepimiz saygı duymalıyız. Aşırı milliyetçi fanatiklerin aramızda barınmasına izin vermemeliyiz. Bu konuda en büyük sorumlulukta Yunan toplumuna ve devlet görevlilerine düşmektedir. Eğer Azınlığımızdanda polis memurları alınsaydı, kamu görevlisi yapılsaydı bu olaylar meydana gelmezdi. Bu olay kamu görevlerine artık Azınlığımız mensuplarınında alınmasının zamanının geldiğini göstermektedir” diyerek açıklamasını bitirdi.