ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

To VİMA Gazetesi Saçmaladı “Ankara Azınlık Kartını Oynuyor”

19.07.2008
Yunaniztan’ın yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan “To Vima” gazetesi Pazar günkü sayısında yer alan bir habere göre, Türkiye’den Batı Trakya’ya gelen Parlamento temsilcileri, Parti Başkanları, Büyükelçiler, Başkonsoloslar ve çalışanları, devlet memurları ve yöneticileri, Batı Trakya ve Yunanistan açısından bir tehlike oldukları belirtiliyor.



Η Τουρκία επιζητεί ακόμη μεγαλύτερο ρόλο στη Δυτική Θράκη, όπου εσχάτως συρρέουν όλο και περισσότεροι τούρκοι εθνικιστές

Η Αγκυρα ποντάρει στο μειονοτικό χαρτί

Οι πράκτορες της ΜΙΤ, οι αντιπρόσωποι των «Γκρίζων Λύκων» και η χρηματοδότηση των μουσουλμάνων



Yunaniztan’ın yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan “To Vima” gazetesi Pazar günkü sayısında yer alan bir habere göre, Türkiye’den Batı Trakya’ya gelen Parlamento temsilcileri, Parti Başkanları, Büyükelçiler, Başkonsoloslar ve çalışanları, devlet memurları ve yöneticileri, Batı Trakya ve Yunanistan açısından bir tehlike oldukları belirtiliyor.

Ünlü gazeteciler Athanasopulos ve Hasapopulos tarafından Pazar makalesinde yer alan haber yorumda Türkiye’nin Batı Trakya’da kontrolü ele geçirmek istediği yazıldı. Yunan topraklarının azınlık insanının eline geçirilmesinde burada yaşayan insanlara her türlü maddi imkanın Türkiye ve bazı partiler tarafından sağlandığı belirtiliyor. Batı Trakya Türklerinin Bozkurtlar tarafından Yunanistan’a karşı kışkırtıldığı yer alan haberde, azınlığın Çingeneler, Pomaklar diye ayırılmasına da geniş yer veriliyor. Batı Trakya Türk Azınlığını oluşturan insanların Çingeneler, Pomaklar olarak ayırdedilmesi ise azınlık tarafından üzüntüyle karşılanıyor. Söz konusu gazetede çıkan haber bölgede barışın, huzurun bozulması için adeta Yunan devletini azınlığa karşı tavır almaya davet ediyor.

Merkezi Almanya’da bulunan ve son dönemlere çalışmalarını başarıyla sürdüren Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu’nun Batı Trakya Türk azınlığı’nın hak arama mücadelesinde yapmış olduğu faliyetlerin de Yunanistan’ı Uluslararası düzeyde zor durumda bıraktığını iddia ediyor.

Söz konusu gazetede yer alan haberde aynen şu ifadeler yer alıyor:



Bölgede hem EIP hem de MİT ajanlarının bulunduğu, birbirlerini takip ettikleri görülüyor.

Ankara Batı Trakya’da söz ve rol sahibi olmak için sessizce, sistemli bir şekilde ve çok para dökerek çabalarını yoğunlaştırıyor. Kemalistler-İslamcılar ve Kürt konusu cephelerine rağmen, Türklerin Atina’ya baskı yapmak için Müslüman azınlık kartını oynadıkları anlaşılıyor. Bölgede hem EIP hem de MİT ajanlarının bulunduğu, birbirlerini takip ettikleri görülüyor.

Birkaç gün önce, gizli güç odağı Bozkurtların “siyasi vitrini” sayılan Devlet Bahçeli’nin MHP’sinden bazı yetkililer aniden Rodop iline gittiler. Azınlığın önde gelen mensuplarıyla görüştüler, bir yandan yaşadıkları ülkede iyi vatandaş olmalarını öte yandan da, AİHM’nin “Türk” azınlık derneklerinin kuruluşunun “serbest” bırakılmasına yol açan kararı gibi kararlarla “Türk” kimliğinin tanınması için uluslararası mahkemelere başvurmaları yönünde cesaretlendirdiler. Yunan hükümeti AİHM’nin söz konusu kararını temyiz etti ancak deneyimli diplomatlar ülkemizin haklı bulunmasını şüpheli görüyorlar. Türkiye’den gelen heyet Selanik’te Mustafa Kemal Atatürk’ün evine bir saygı ziyareti gerçekleştirdikten sonra, Rodop’a geri döndü ve resmi bir ziyarette bulunuyormuş gibi yerel makamları da Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi Genel Sekreteri Dimitris Stamatis ve Vali Yannakidis’i Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Sayın Ahmet Rıza Demirer ile birlikte ziyaret etti.

Türk milliyetçiler, daima resmi heyete dâhil ettikleri bir Bozkurtlar “ekibinin” refakatinde- Trakya’yı başka defalarda da ziyaret ettiler. Yerel makamlara göre de her seferinde ziyaretlerini vaatlerde bulunarak tamamlıyorlar. Dernekler finansman sağlanacağını, tarım için arazi satın alınımını, Müslümanlara burs verilmesini, banka ve tarım kredileri verilmesini vaat ediyor ve elbette sözde müftü Ahmet Mete’yle de görüşüyorlar. Mete’nin Türk Başkonsolosluğu’nda ki etkisi büyük ve kendisini azınlığın etnik ve dini lideri olarak tanımlıyor. Daha önce Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı, Başbakan ve süper güçlü MGK üyeleriyle de görüştü.



Birçok Yunan serveti Müslümanların eline geçti.

Bu durum hem YDP’yi hem PASOK’u kaygılandırıyor çünkü bölgeden gelen bilgiler gerçekten kaygı verici.

Ankara, ayrıca Türkiye’deki partiler de Batı Trakya Müslümanlarına cömertçe finansal destek sağlıyorlar, bu da o kadar geniş bir alanda oluyor ki, birçok Yunan serveti Müslümanların eline geçti. Bu durum hem YDP’yi hem PASOK’u kaygılandırıyor çünkü bölgeden gelen bilgiler gerçekten kaygı verici. Edinilen bilgilere göre çok sayıda Müslüman Yunanlılardan toprak satın alıyorlar oran 5 Müslüman’a karşı 1 Hıristiyan ve 10 Müslüman’a karşı 1 Hırstiyan olarak değişiyor.

Türk milliyetçi parti üyeleri bölgede o kadar rahat hareket ediyorlar ki, Rodop ilinde ve Gümülcine’deki tavernalarda yemekler düzenliyorlar Türkiye’de moda olan en son şarkıları dinliyorlar. AKP’nin 2002 yılında iktidara geçmesinden bu yana ziyaretlerin sayısı dikkat çekici ölçüde arttı. Türkiye’nin her yeni Büyükelçisi de bölgeyi ziyaret ediyor. Kısa bir süre önce Meriç ilinin kuzeyindeki Pomak köylerine de giden bu da ilk kez oluyor yeni Büyükelçi Sayın Oğuz Çelikkol bölgeyi ziyaret etti.



Türkiye Başkonsolosluğu’nun bütçesi yılda 15.000.000 milyon euro.

“Yunan diplomatik kaynaklarına göre “Ankara Müslümanları stratejik azınlık” sayıyor. Bu nedenle çok para harcıyor. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, birkaç yıl öncesine kadar üç kişi şimdi ise beş kişi olan -bunların arasında da iki MİT ajanının daimi olarak bulunduğu Türkiye Başkonsolosluğu’nun bütçesi yılda 15.000.000 milyon euro.



100 imamın ayda yaklaşık olarak 800 euro tutarındaki maaşları ödeniyor.

Bu paralar çeşitli amaçlar için kullanılıyor. Her şeyden önce yaklaşık 150 Kuran kursu öğretmenlerinin maaşları ve yaklaşık 100 imamın ayda yaklaşık olarak 800 euro tutarındaki maaşları ödeniyor. Aynı fondan bilinen İskeçe Türk Birliği’nin daimi personeli, Kültür Merkezi, Avrupa Merkezi ve Bilim Adamları Derneği ekonomik olarak destekleniyor. Buna paralel olarak azınlıktan önde gelen 40 kişi kısa bir süre önce ana okul, okul hatta üniversite kurmak amacıyla bir kültür kurumu kurdular. Ayrıca yaklaşık 1500 Müslüman çocuğun okuduğu Türkçe kurslar ve 10 kreş var.



Şahin (Ehinos) Spor futbol derneği iyi bir örnek, Türk Başkonsolosluğu’nun cömert finansmanı sayesinde bu yıl 4. kategoriye çıktı.

Öte yandan son beş yılda 10 yeni cami inşa edildi. Her biri 600 bin euroya mal olan camilerin finansmanı da doğrudan Türkiye’den sağlandı. Türkiye’nin petrol dolarları bol İslam ülkelerine Trakya’da (ve de işgal altındaki Kıbrıs’ta) modern camilerin inşa edilmesi yönündeki çağrılarına uyum sağlansaydı camiler daha da fazla olacaktı. Yunan makamları Ankara’nın Pomaklar yönünde de ekonomik düzeyde sızdığını, onlara okul kitapları ve kültür merkezleriyle birlikte başka merkezler kurmaları için mali yardımda bulunduklarını tespit ediyorlar.

Azınlık dernekleri mantar gibi “açılıyor”. Çoğu da spor derneği olmak üzere yaklaşık 180 dernek var. Şahin (Ehinos) Spor futbol derneği iyi bir örnek, Türk Başkonsolosluğu’nun cömert finansmanı sayesinde bu yıl 4. kategoriye çıktı.



Ankara Müslüman azınlık konusunu dışarıda da ön plana getirmeye çalışıyor.

En son girişimi Uganda’da Haziran ayında yapılan İKÖ Dışişleri Bakanları toplantısında 3/35-BM kararının alınmasını sağlamak oldu. Türk Dışişleri Bakanı Ali Babacan tarafından alınması sağlanan bu kararla, Yunanistan İskeçe ve Gümülcine’deki seçilmiş müftüleri tanımaya ve vakıfların yönetim kurullarını seçmelerine izin vermeye davet ediliyor, “Türk” teriminin kullanılması yasağını “ayrım” olarak nitelendiriliyor ve elbette Atina’yı AİHM’nin kararını uygulamaya davet ediliyor.





Federasyon Yunanistan’ı devamlı olarak Müslümanların haklarını ihlal etmekle suçluyor.

Sadece bu değil. Türkiye’de, özellikle İstanbul ve Bursa’da onlarca “Batı Trakyalılar” derneği var. Ayrıca, merkezi Almanya’da olan fakat sürekli başka ülkelere de yayılan (örneğin İngiltere, Hollanda) ve bu arada BM İnsan Hakları Müdürlüğü’nde gözlemci statüsüne sahip olan Batı Trakya Türkleri Avrupa Federasyonu da var. Uluslararası düzeyde hâkim azınlıklar lehine politikaya ve kendilerini istedikleri şekilde tanımlamaya serbest olmalarına dayanarak, söz konusu Federasyon Yunanistan’ı devamlı olarak Müslümanların haklarını ihlal etmekle suçluyor.



Yeni nesil azınlığın “kalpleri ve akılları”

Batı Trakya’daki gelişmeleri Atina şaşkınlıkla izliyor. Deneyimi diplomatlara göre “hükümet Türkiye’nin Trakya’daki faaliyetiyle ilgili sorun olduğunu kabul ediyor. Ancak, bir şeylerin olabileceği ve Ankara’nın bunu tahrik olarak algılaması korkusu ve böylece Türk-Yunan ilişkilerindeki kırılgan dengenin bozulması olanağı herhangi bir girişimde bulunmasını engelliyor.”

Başka diplomatlar iki kritik konuyu vurguluyor. Birincisi Yunanistan’ın azınlığın genç neslinin “kalplerini ve akıllarını” kazanmak yönündeki gereksinimle ilgilidir Bunun olması için eğitime yatırımlar, kreşler, anaokulları ve okullar inşa etmek gerekir. Değerlendirmelere göre “bunun en kısa zamanda olması gereklidir” ve hedef, azınlığın demografik açıdan en fazla gelişen parçasını oluşturan çingeneler olmalı. Sadece İskeçe’de çingene ailelerine ait 1500 çocuk var. “Ancak yeni okullar söz konusu çocukların yaşadığı semtlerde inşa edilmemeli çünkü bu, soysallaşmalarını engellenecek”.

Çingeneler aşamalı bir şekilde kendi kimliklerini ön plana çıkarmaya başlıyorlar, çoğu da, özellikle kadınlar, Yunanistan’ı başka ülkelerde temsil eden dernekler kuruyorlar. Bu Türk Başkonsolosluğunun hoşuna gitmiyor, bu derneklerin üyelerini kara listeye alınması için teşviklerde bulunuyor. En son olay, 1 Haziran’da Meriç (Evros) Müslüman Derneği üyeleri tarafından Drosero Kadınlar Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Sabiha Süleyman’a dayak atılması olayı oldu.



Birlik

GALERİ