Rodos ve İstanköy’deki Türk azınlığın sorunları Avrupa Konseyi’nin gündemine taşınıyor
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Rodos ve İstanköy (Kos) adalarında yaşayan Türk azınlığın sorunlarını incelemeye hazırlanıyor. Azınlık Hakları Alt Komitesi üyesi İsviçreli Parlamenter Andreas Gross, Gökçeada ve Bozcaada’da yaşayan Rum azınlığın sorunlarını konu alan raporu hazırladıktan sonra şimdi de Rodos ve İstanköy’de yaşayan yaklaşık beş bin Türk’ün sorunlarını incelemek üzere söz konusu iki adaya çalışma ziyaretinde bulunacak. Ziyareti sırasında kendisine Türk ve Yunan parlamenterlerin eşlik edeceğini ifade eden Gross, “Adalardaki Türk azınlık da kendini unutulmuş hissediyor. Yaşadıkları bölgeye giderek sorunlarını dinleyeceğim. Konuya tek taraflı bakmadığımızı kanıtlayacağız” dedi.
Rodos ve İstanköy, Yunanistan ile Türkiye’deki azınlıkların durumunu belirleyen 1923 tarihli Lozan Anlaşması imzalandığında İtalya’nın kontrolünde bulunuyordu. Adalar 1947’deki Paris Antlaşması’yla Atina’ya devredildi. Dolayısıyla bu iki adada yaşayan Türkler Lozan Anlaşması ile tanımlanan azınlık haklarından yararlanamaktadırlar.
Rodos ve İstanköy’deki Türk azınlığı, Batı Trakya Türk Azınlığı ile benzer sorunları yaşıyorlar. Rodos ve İstanköy’deki Türkler, devlet okullarında Türkçe dersi ile din eğitimi verilmesini istiyor. Zira Türkçe, 1972 yılından bu yana okullarda okutulmuyor. İslam dini eğitimi de okul müfredatında olmadığından dini eğitim ancak yaz okullarında verilebiliyor. Ayrıca Türk azınlık, müftülük makamı ve cemaat temsilciliği konularında problem yaşıyor. Diğer bir sorun olan vakıflar konusunda şeffaflık probleminin yanısıra vakıfların yöneticilerinin seçilmesi problemi yaşanıyor. Tarihi eserlerin korunması ve restore edilmesi konusunda da Türk azınlık sıkıntı yaşıyor.
Çözüm için ilk adım farklılıklara saygı duymaktır
Konu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Ülkemiz Yunanistan’a ait adalarda yaşayan Türk azınlığın sorunlarının Avrupa Konseyi’nde gündeme getirilecek olması sevindirici bir gelişmedir. Azınlık haklarının korunması ve iyileştirilmesine yönelik talebin Avrupa’dan gelmesi siyasi irade için problem olarak değil fırsat olarak görülmelidir. Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türk azınlık ile Batı Trakya Türk Azınlığı ülkemiz Yunanistan için tehdit değil zenginlik unsurudur. Ülkemiz Yunanistan’ın mevcut sorunları ulusal azınlıkları ile birlikte diyalog temelinde çözmesi dileğimizdir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın problemleri ile adalarda yaşayan Türk azınlığın problemleri benzerdir. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın statüsü ve hakları Lozan Barış Anlaşması ile garanti altına alınmış olmasına karşın fiiliyatta Azınlığımızın problemleri devam etmektedir. Yunan devleti ve hükümetinden talebimiz, karşılıklı saygı temelinde ulusal azınlıklar ile ilgili uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Avrupa ailesini oluşturan değerler ve kurallar bütününe yakışır şekilde davranmasıdır” açıklamasında bulundu.
