21 Şubat Uluslararası Anadil Günü!
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından ilan edilen 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü bugün dünyanın farklı noktalarında kutlanıyor. 2011 Uluslararası Dil Günü’nün temasını ise dillerin ve dilsel çeşitliliğin korunması ve teşvik edilmesi için bilgi ve iletişim teknolojileri oluşturuyor. Uluslararası Anadil Günü dolayısı ile bir mesaj yayınlayan UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, bilgi ve iletişim teknolojilerinin özellikle anadillerin korunmasında faydalı olabileceğini ve dünyanın farklı vizyonlarının korunmasında ilerlemenin gücüne inanmaları gerektiğini ifade etti.
Bangladeş’in Pakistan’ın bir parçası olduğu dönemde, 21 Şubat 1952 tarihinde Bengal dilinin ve alfabesinin yazımını sürdürülmesini ve Bengalce’nin Pakistan’ın resmi dillerinden biri olarak tanınmasını isteyen öğrenci gösterilerinde pek çok kişi hayatını kaybetmişti. O tarihten bu yana Bangladeş’te Dil Hareketi Günü olarak anılan 21 Şubat, 1999’de UNESCO tarafından Uluslararası Dil Günü olarak kabul edildi. 21 Şubat, 2000 yılından bu yana UNESCO tarafından dilsel ve kültürel çeşitlilik ile çok dilliliği desteklemek amacı ile çeşitli temalar çerçevesinde kutlanmak üzere takvime alındı.
Uluslararası Anadil Günü dolayısı ile Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “UNESCO tarafından yayınlanan Tehlike Altındaki Dünya Dilleri Atlası, pek çok dilin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Dünya üzerinde konuşulan diller ve dilsel çeşitlilik dünya kültür mirasının bir parçası olarak o dilin konuşulduğu ülkeler tarafından korunmalıdır. Bununla birlikte bugün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olmayan ancak ülke toprakları içerisinde azınlıklar ve/veya farklı etnik ya da dini gruba mensup kişiler tarafından konuşulan diller devlet politikaları ile yok sayılmak veya yok edilmek yerine özel önlemler ile koruma altına alınmalı. Bu dillerin gelecek kuşaklara aktarılması için devlet iletişim ve bilgi teknolojilerini kullanmalı. Maalesef bu noktada olması gereken ile yaşananlar arasında pek çok ülkede olduğu gibi Yunanistan’da da derin bir uçurum olduğunu görüyoruz. Devlet tarafından dini temelde resmen tanınan Batı Trakya Türk Azınlığı, eğitim alanında özerk bir yapıya sahip. Son dönemde kamuoyunda ana okullar sorunu olarak ifade edilen sorun, ülkede anaokul eğitiminin tüm öğrenciler için zorunlu hale gelmesine karşılık farklılıkların yok sayılması nedeni ile tüm öğrencilerin yalnızca Yunanca eğitim verilen devlet anaokullarına gönderilmesi zorunluluğunu ifade ediyor. Bu durum ise küçük yaştaki çocukların anadillerini öğrenmelerine ciddi şekilde zarar veriyor. Bu nedenle hükümetin mevcut yasayı yeniden gözden geçirmesini ve anadilde eğitim hakkını göz önünde bulundurarak soruna azınlık ile birlikte çözüm getirmesini istiyoruz” açıklamasında bulundu.
