21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü kutlu olsun!

ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu: “Herkes için eşitlik ve adalet söylemiyle iktidara gelen ve demokrasiyi derinleştirmek adına ülkedeki siyasal sistemi dönüştürme sözü veren SYRIZA’dan beklentimiz ve talebimiz devlet ile azınlığımız arasında eşitlikçi, özgürlükçü ve hoşgörülü bir diyalog mekanizmasının yaratılmasıdır.”

21 Mart, 1966 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla ilan edilen Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’dür.

1960 yılında, 21 Mart’ta Güney Afrika’nın Sharpeville kentinde Apartheid yasalarını protesto etmek isteyen göstericilere polis tarafından ateş açılması sonucu 69 kişinin yaşamını yitirmesi dolayısı ile tüm dünya ülkelerinin ırk ayrımcılığı ile mücadele etmesi amacıyla ilan edilen 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı Mücadele Günü’nde Avrupa, yükselişe geçen ırkçı söylem ve saldırıları ile karşı karşıya.

2015 yılında Birleşmiş Milletler “Irk ayrımcılığı ile bugün mücadele tarihi trajedilerinden ders çıkarma” teması ile dünya çapında ırk ayrımcılığının durumuna dikkat çekitor. BM, bu yılın teması ile ırkçılık ve ırk ayrımcılığının kökeninde yatan sebepleri araştırarak bugün ırkçılık ile mücadelede tarihten ders çıkarılması gerektiğinin altını çiziyor.

21 Mart Irk Ayrımı ile Mücadele Günü dolayısıyla konuşan ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu, “Irk ayrımcılığına maruz kalarak ekonomik, sosyal ve siyasi hakları ihlale uğramış ve gasp edilmiş etnik veya ulusal, dini ve dilsel tüm grupların 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü’nü kutluyoruz. Farklı bir ırka mensup olduğu için insan onurunu hiçe sayan, insan olmaktan kaynaklanan hak ve özgürlüklerini tanımayan anlayışı kınıyor, her türlü ırk ayrımcılığının karşısında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bugün Avrupa’da yükselişe geçen ırkçılık ve ırk ayrımcılığı temelinde yaşanan nefret saldırıları karşısında tüm Avrupa ülkelerini tarihten ders çıkarmaya ve topraklarında yaşayan farklı ırksal kökene sahip tüm grupları kucaklamaya çağrıyoruz. Batı Trakya Türk Azınlığı’mız da yüzyıllardır yaşadığı topraklarda, 1923 Lozan Antlaşması sonrasında azınlık statüsünde yaşamaya devam etmiş, farklı bir etnik kökene, dile ve dine sahip olduğu için yaşamın her alanında ayrımcılık ile karşı karşı kalmış, bugün de kalmaya devam etmektedir. Tarihsel önyargıların Batı Trakya Türk Azınlığı’mızın ötekileştirilmesine sebep olduğu ülkemizde azınlığımızın ülkemiz için bir tehdit unsuru olduğu yönündeki yanlış algının ve buna bağlı devlet anlayışının ortadan kaldırılarak eşitlikçi, özgürlükçü ve hoşgörülü bir diyalog mekanizmasının devlet ile azınlığımız arasında yaratılmasını talep ediyoruz. Herkes için eşitlik ve adalet söylemiyle iktidara gelen ve demokrasiyi derinleştirmek adına ülkedeki siyasal sistemi dönüştürme sözü veren SYRIZA’dan da beklentimiz ve talebimiz budur.” açıklamasında bulundu.

*Fotoğraf: www.yetishukuk.com