ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Başkonsolos Ali Rıza Akıncı Yahyabeylili soydaşlarla kucaklaştı

13.01.2016
Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı, 8 Ocak Cuma Günü Yahyabeyli köyünü ziyaret etti. Cuma namazını köy halkı ile birlikte eda eden Başkonsolos, daha sonra onlarla sohbet edip hasret giderdi.

T.C. Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı her hafta farklı bir köyü ziyaret ederek soydaşlarla kucaklaşşıyor. Cuma namazlarını köylerdeki soydaşlarla birlikte eda eden Başkonsolos, Cuma programına bu hafta da devam etti. Bu hafta Rodop İli Maronya Belediyesi’ne bağlı Yahyabeyli köyünü ziyaret etti

Yahyabeyli köyünü ziyaret eden Başkonsolos Ali Rıza Akıncı’ya muavin konsoloslar Canay Kavuncu, İrfan Çetin, Davut Ocak ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif eşlik etti.

Başkonsolos ve beraberindeki misafirleri köyde Yahyabeylili olan ekonomiden sorumlu Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı Mustafa Katrancı, köy imamı Mehmet Molla ve cemaat karşıladı.

Cuma öncesi Müftü İbrahim Şerif ezan vaktine kadar camide cemaate vaaz etti. Camide selamlama konuşması yapan T.C. Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı soydaşlara "kimliğinizi, dilinizi, dininizi koruyun" dedi ve birliktelik mesajı verdi.

Başkonsolos konuşmasında şunları belitti:

"Batı Trakya’da yaklaşık 250 dolayında köy var. Hepsine yetişmek kolay değil. Sırasıyla İskeçe’de, Gümülcine’de bütün kardeşlerimizle buluşmaya çalışıyoruz. Batı Trakya’nın her bir tarafı her köşesi bizim için azizdir. Herbirinizin değeri başkadır. Yahyabeyli de çok değerli köylerden biridir. Çok verimli topraklar, güzel insanlar, adetini, geleneğini, maneviyatını, kimliğini, dinini, dilini korumak için çok gayretler göstermiş toplumun bir parçası. Tabi bugün bizlere de aynı gayreti devam ettirmek düşüyor. 21 yüzyıldayız ve 2016 senesine girdik. Dünyanın şartları çok farklı, teknoloji çok gelişti. İnternet, televizyon v.s imkanlar. Eskiden köyümüze kapanıyorduk, kapımızı kapatıyorduk. Tesirler ve etkiler dışarda kalıyordu ama artık böyle birşey mümkün değil. Çocuklarımıza çok sahip çıkmamız gerekiyor, akrabamıza, komşumuza sahip çıkmamız gerekiyor. Acaba ne haldedir? Akşam evinde tencere nasıl kaynıyor? Bir sıkıntısı var mı? diye birbirimizi daha fazla sormamız ve soruşturmamız gerekiyor. Şartlar daha zorlaştı. Kendi haline bırakırsak çocuklarımız, kimliğimizi kaybederiz. Dolayısıyla her yönden hem maneviyatımızı korumak hem kimliğimizi korumak hem de bir taraftan ekonomik hayatı sıkı tutmak zorundayız. Duyuyoruz, görüyoruz. Gittiğimiz köylerde soruyoruz insanlar, gençler maalesef göç ediyor. Ekmek peşinde koşuyor çünkü hayat eskisi gibi değil. Eskiden insanlar bir lokma ile yaşayabiliyorlardı fakat şimdi ihtiyaçlar arttı. Tüketim toplumu haline geldik. Dolayısıyla yaptığımız işi daha iyi nasıl yaparız, topraktan daha fazla nasıl verim alabiliriz konularında daha fazla kafa yormamız gerekiyor. İnşallah hep birlikte birlik beraberlik içinde, dayanışma içerisinde birbirimize omuz vererek birbirimize muhabbet ve sevgi duyarak, ufak tefek şeyleri sorun etmeyerek dedikodu ile yaşayan insanlara prim vermemek gerek. Birbirimize muhabbet duyarak yüzyıllar boyunca kıyamete kadar buradaki varlığımızı devam ettirmeliyiz.”

Okunan ezanın ardından Cuma namazı kılındı. Namaz ardından soydaşlar köylerini ziyaret eden başkonsolosu, muavin konsolosları ve müftüyü tek tek selamladılar.
Camiden ayrılan misafirler ve camaat daha sonra köy kahvesine giderek hem kahve içtiler ve hem de sohbet ettiler.

Kaynak: http://www.milletgazetesi.gr/