ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Sarıyer Camisi ile ilgili açıklama

15.07.2005
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) tarafından, 11 Temmuz 2005 tarihinde, İskeçe Siyasi İşler Bürosu Şefi Anastasios Dimokas’ın soydaşlara yönelik tutumunu kınayan bir basın açıklaması yayınlanmıştır.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu, 08 Temmuz Cuma günü gerçekleştirdiği olağan toplantısında, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga’nın, İskeçe’nin Sarıyer Camii’ni ziyaretlerinden sonra vukuu bulan endişe verici olayları detaylarıyla görüşmüştür.

Sarıyer Camisi için Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’in bölgesinde başlattığı kampanya sonucu toplanan maddi yardımı teslim etmek üzere, 24 Haziran Cuma günü, İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ve bazı Vaaz ve İrşad Heyeti üyeleri ile birlikte Sarıyer Köyü’ne gidilmiş ve toplanan maddi yardım soydaşlara teslim edilmiştir.

Seçilmiş iki müftünün Sarıyer Köyü’ne gerçekleştirdikleri ziyaretten sonra Dışişleri Bakanlığı’nın İskeçe’deki Siyasi İşler Bürosu Şefi Anastasios Dimokas, Sarıyerli bir soydaşımızı telefonla arayarak, ‘Sizin müftüleriniz onlar mı, bakıyorum ki sizler Balkan Kolu’nda Türklükle yarışıyorsunuz, caminin kapısında ay yıldız da var. Türk bayrakları da taşımaya başladınız. Görüşürüz bakalım.’ şeklindeki ifadeleriyle sorgulamış ve tehdit etmiştir.

Sarıyerli soydaşımız, daha önce Siyasi İşler Bürosu Şefi Dimokas’ın camiinin bütün masraflarının karşılanması teklifini geri çevirmiştir.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu, Siyasi İşler Bürosu’nun bu anlaşılması güç, antidemokratik tavrını mütalaa etmiş, Siyasi İşler Büro Şefi’nin bu tutumunu Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın özgür iradesiyle seçtiği dini liderlerinin seyahat etme özgürlüğüne bir baskı, Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları arasındaki dayanışma ve yardımlaşma özgürlüğüne indirilmek istenen bir darbe olarak değerlendirmiştir.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu, Siyasi İşler Bürosu’nun Cunta dönemini andıran tavrını kınar, Avrupa Birliği üyesi, çağdaş, demokratik normlara sahip olduğuna inandığımız ülkemize bu tür davranışların yakışmadığını belirtir ve bu tür olayların bundan sonra da tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması çağrısında bulunmaktadır.