ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yunan Basınından Haberler

20.05.2006
Eleftheri Thraki - Dedeağaç

17 Mayıs 2006

Papandreu'nun 3 Kritik Hatası


Pek çok kişi Yorgos Papandreu'nun Gülbeyaz Karahasan'ı süper vali adayı olarak göstermesinin, Yunanistan'da yasalar önünde eşitlik ve işe göre adam seçme olgusunun bir kanıtı olarak algıladı.

Elbette "Müslümanların" Hristiyanlarla aynı siyasi haklara sahip olduğunu kabul ediyoruz, ancak yasalar önünde eşitlik, bir makama seçilmenin, kişinin mensup olduğu dinle ilgili olmaması anlamına gelmektedir.

Oysa burada tam aksi bir durum sözkkonusudur: Gülbeyaz Karahasan sadece "Müslüman" bir kadın olduğundan bu makama aday gösterilmiştir, kısacası bunun yasalar önünde eşitlik ve işe göre adam ilkeleriyle ilgisi yoktur.

Papandreu süper vali adayı olarak iki yıl öncesine kadar parti üyesi bile olmayan, 27 yaşındaki bir kızı süper vali adayı olarak seçmiştir. Adıgeçen Avrupa Parlamentosu seçimleri sırasında da aynı hataya düşmüş ve Dimitris Çaços gibi değerli bir üye yerine "sempatik" Meri Maçuka'yi oy pusulasına dahil etmekle, Çaços'u yok etmişti.

"Gençlerin ve kirlenmemişlerin önünü açalım" ha? Hadi canım siz de!

Bu durumda sadece tecrübesiz ve tamamen sizin kontrolünüz altında olanların önünü açıyorsunuz.

Tüm demokratik ülkeler topraklarında yaşayan azınlıkların haklarına saygı gösterirler, ancak hiçbir ülke güvenliğini particilik oyunlarına kurban etmez.

Demokratik Fransa örneğini ele alalım: Hiç bu ülkede iktidara gelme gücünde büyük bir parti, "Fransız vatandaşı, ancak kendini Alman hisseden" ana dili Almanca olan bir Alsace'lıyı oy pusulasının başına koyar mıydı?

Bir düşünün; Avrupa, sınır bölgelerinde yaşayan azınlıkların, komşu ülkeler üzerinde görüşleri olan ülkelerce manipüle edilebilecek "stratejik azınlıklara" dönüştürülmelerini engellemeye çalışıyor. Esasen PASOK da (Batı) Trakya'daki genişletilmiş iller başkanlığı sistemini bunun için getirmedi mi? Bu sistemin getirildiği günden bugüne dek geçen zaman zarfında ne değişti? Türkiye ülkemize daha dostça mı davranmaya başladı?

Türkiye genişletilmiş iller başkanlığı sisteminin uygulandığı yıl olan 1994 yılının akabinde "casus belli" ilan etti, sonra "Ege'deki gri bölgeler" ve Kıbrıs sorunu çözülmeden "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin AB üyesi olması halinde "sınırsız" tepki tehditleri geldi. Türkiye bugün "Kıbrıs Cumhuriyeti"ne karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetmekte, dolayısıyla AB üyeliği süreci de yerinde saymaktadır.

Gülbeyaz Karahasan'ı tanımıyoruz ve şahsına karşı hiçbir tavrımız yok. Kendisi için en iyi olanı, yani Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'yla ilgisi olmadığını umalım. Ancak böyle olsa dahi, Papandreu bir "Pomak" bayanı aday olarak göstermeyi, Yunanlıların azınlıkla barış içinde yaşamalarının "kanıtı" haline getirdi.

Peki ya Papandreu'nun adayı Türk Başkonsolosluğunun nüfuzu dışında kalır ve bir seçim hezimetine uğrarsa? Bazı kişiler bunu güya Yunanlıların azınlıkla barış içinde yaşamak istemediklerinin kanıtı olarak yorumlamayacaklar mı? Aslında Sayın Papandreu olmayan bir problemi çözmüştür!

Adıgeçen, gerekçeleri hâlâ geçerli olmasına rağmen PASOK'un getirdiği bir düzenlemeyi bozmuştur. Dahası, (Batı) Trakya'daki barış içinde bir arada yaşamayı kendi adayının seçilmesiyle bir tutmuş ve bahsekonu adayın hezimete uğraması durumunda Türk Başkonsolosluğunun eline Yunanistan aleyhine güçlü kozlar vermiştir.

İşin en kötü yanı da Papandreu'nun bu seçimini "cesur ve ilerici bir adım" olarak nitelemesidir. Bu seçimi ilerici değil bölücü, cesur değil, düşüncesiz ve tehlikelidir.

Papandreu, diğer Avrupalı ortaklarımızın Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle baktıkları bu sırada, bu üyeliği sanki gerçekleşmiş gibi algılamaktadır. Esasen bu yaptığı ileri doğru bir adım değil, küçük particilik hesapları ve hassas milli meselelerin bile particiliğe kurban edilerek, oy kapma kaygısıdır.

Yazık!...

Hrisanthos Lazaridis





Hronos - Gümülcine

17 Mayıs 2006

"Pontus Helenlerinin" Soykırımı bu yıl da azınlık tarafindan kutlanacak mı?


"Pontus Helenlerinin" katledilmelerinin başlangıcı kutlamalarının, bu yıl da gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmemesine rağmen, yaklaşan 19 Mayıs gününün Türkler için çılgınca kutlanan bir gün olması ve Türkiye dışında (Batı) Trakya "Mülsüman" azınlığınca kutlandığı göz önüne alınırsa, konu yine gündeme gelecek.

Aslında bu konu, Gülbeyaz'ın adaylığı ile başlayıp, "Pomakların" Türk olarak nitelendirildiği 606 imzalı metinle devam ederek, Yunanistan çapında tanınması nedeniyle yeniden ilginç bir hale bürünüyor.

Gazetemizin geçen yılki sayılarında da görüldüğü gibi Helenizm için kara bir gün olan bu tarih, Türkiye'de başrolünü gençlerin oynadığı spor ve kutlama etkinliklerinin yanısıra büyük resmi geçitlerle kutlanıyor. Geçen yıl Gümülcine'ye bağlı Semetli'de (Simvola) yapılan bu etkinlikten çoğunluk mensuplarının haberleri olmadığı gibi, mesele basına da yansımadı.

Kutlamalar VARIŞ yazan bir panonun altında yapıldı ve bundan sadece azınlık basını mensuplarının, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu mensuplarının, azınlık ileri gelenlerinin ve bizim yerel yönetim temsilcilerinin haberi vardı.

Gazetemiz, birkaç gün sonra yer alan röportajında Gelibolu'daki 19 Mayıs kutlamalarına Gümülcine Belediyesinden de bazı kişilerin katıldığını yazdı. Bahsekonu kutlamalarda sorumluluk, Gelibolu garnizonundaydı.

19 Mayıs etkinlikleri için, her yıl olduğu gibi Atatürk'ün Selanik'teki evinden toprak alındı ve bu toprak azınlık ileri gelenlerinden oluşan bir kortejle, İpsala'da Türk yetkililere ve Gelibolu'daki etkinliklere katılan Türk birliğine törenle teslim edildi.

Toprak, Cumhurbaşkanı ve diğer ileri gelenlere sunulmak üzere Ankara'ya gönderildi ve sonra, Kemal'in çalışmalarının başarılı olduğu ve Yunanlıların katliamının başladığı 19 Mayıs 1919 yılında olduğu gibi, Samsun'a çıkarılacak. Azınlığın bu yıl niyetinin ne olduğu ve Yunanlılar için hüzünlü bir gün olan bu yıldönümünü kutlama niyetinde olup olmadığı bilinmiyor.

Bu arada, eski sayılarımızda yer alan fotoğraflarda, milletvekili İlhan Ahmet ve "sözde" Müftü İbrahim Şerif'in boy gösterdiklerini de vurgulamadan geçmeyelim.