ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

“Karaman’ın koyunu, Yunan’ın yeni oyunu”

10.03.2010
8 Mart 2010 tarihinde Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi’nin (BATTAM) “Karaman’ın koyunu, Yunan’ın yeni oyunu”* başlıklı basın duyurusu ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) cevap vermek hakkını kullanmak ister.

ABTTF Basın Bürosu, Yunan ulusal, bölgesel ve yerel basınını sürekli olarak takip ederek Batı Trakya Türk Azınlığı ve/veya sorunları ile ABTTF ile ilgili olarak basında yer alan haberleri kesip dosyalayarak arşivlemektedir. ABTTF, ulusal ve bölgesel basında aleyhinde çıkan haberlerin farkında olup her bir habere eşit derecede önem vermektedir. Ancak ABTTF, kapsamında ulusal, bölgesel ve yerel basında çıkan haberleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmektedir. Bununla birlikte ABTTF, yine ifade özgürlüğü çerçevesinde Yunan ulusal ve bölgesel basınında yer alan yanlış, temelsiz iddialar ile ilgili olarak görüşünü basın bildirileri aracılığı ile beyan etmektedir. Ancak Yunan ulusal, bölgesel ve yerel basınında aleyhte yer alan her haber için tekzip yayınlanmasının doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmediğimiz gibi bahsekonu uygulamanın pratikte işler olmadığını savunuyoruz.

Yunan basınında aleyhte yer alan haberlerin tekzip edilmesi ile ilgili olarak ABTTF ile BATTAM arasında herhangi bir görüşmenin gerçekleşmediğini ayrıca belirtiriz. Batı Trakya Türk Azınlığı için BATTAM’ın önemli bir yere sahip olduğunun bilincinde olarak ABTTF, BATTAM’ın iyi niyetli bir yaklaşım ile dile getirdiği endişelerini dikkate alarak gerekli değerlendirmede bulunmuştur.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Halit Habipoğlu
ABTTF Başkanı


* Bahsekonu Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi’nin (BATTAM) basın duyurusunun tam metni aşağıdadır.


BATTAM BASIN DUYURUSU
(Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi)

“Karaman’ın koyunu; Yunanın yeni oyunu”

Münih 08.03.2010

Değerli BATTAM’lılar, Batı Trakyalılar ve Batı Trakya Sevdalıları;

Son dönemlerde Batı Trakya Türkleri derneklerimizde bir gariplik yaşanmaya başlandı. Bazı derneklerimiz Yunan konsolosluklarını,1 bazı derneklerimiz de büyükelçiliklerini ziyaret etmeye başladılar.2 Bu alışılmışın dışında, tamamen farklı bir durumdur. Biz en başından itibaren bu durumu yadırgadık ve beklemekte yarar olduğuna inandık. Üstelik söz konusu dernek Başkanlarımız bu durumu bir ilk olarak gösterip, övünç kaynağı olarak yansıtmaktadırlar.3

Bir önceki Dernek başkanımız vizesi olduğu halde Yunanistan’a gidememişti. Op. Dr. Erol Kaşifoğlu, 2005 yılına kadar aldığı Schengen vizeleri ile pek çok defa Yunanistan’a giriş yaparken; daha sonra ülkenin iç güvenliğini bozduğuna dair kendisine bir belge verilerek geri çevrilmiş ve ilk kez görev başında yasaklılar listesine alınan genel başkan olmuştur. Daha önce de eski genel başkanlarımız Selahattin Yıldız, Mustafa Rumelili, Tahsin Salihoğlu, Halit Eren, Taner Mustafaoğlu ve Burhaneddin Hakgüder de görev sürelerinin ardından aynı gerekçelerle sistematik olarak yapılan uygulama ile Yunanistan’a alınmamışlardır.4

Ankara’da verilen bir konferansta, 19. maddeye istinaden vatandaşlıklarını kaybeden Batı Trakya Türklerinin vatandaşlıklarının geri alabilecekleri ve Yunanistan’la daha yakın dostluklar kurulabileceği ifade edilmişti.5 Öte yandan konferansa katılan araştırmacılara bu gibi fikirler biraz garip gelirken; katılımcılar ise, konuyla ilgili sordukları sorulardan tatmin edici cevaplar alamadıklarından yakındılar.

Konunun detayını bilenler, Yunan temsilciliklerine yapılan ziyaretlerin arka planında şahsi menfaat ve ticari bir takım çıkar ve kaygılar dolayısıyla gerçekleştirildiğini ileri sürmektedirler.

BATTAM olarak bu gelişen süreç içerisinde bizim fikirlerimize de müracaat edenler oldu. Pek tabii olarak, düşüncelerimizi ve bundan sonra olası muhtemel gelişmeleri dile getirdik. Hatta ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu’na ve BTTDD Başkanı Ferruh Özkan’a da Yunan gazetelerinde aleyhlerinde çıkan bazı haberlerin tekzip edilmesini de kendilerine önerdik. Tekzip edilmediği takdirde olabileceklerden de kendilerini haberdar ettik ve ancak daha sonra söz konusu başkanlarımızdan konuya ilişkin bir haber alamadık.

Olabileceklerden okuyucularımız da haberdar olabilmesi için bazı açıklamaları yapmak ve olmadan olabileceklere karşı önlem almak mecburiyetini hissettik. Bazı kurum ve kuruluşlarımızın da bu konuda bir çalışma ve soruşturma içerisinde bulundukları bilgisi tarafımıza ulaşmıştır.

Kamuoyumuz ve soydaşlarımız ileride yaşanabileceklerin neler olduğunu merak etmektedirler. Bilhassa Avrupa’daki dernek başkanlarımıza ve Yunan makamlarının hedef aldıkları yöneticilerimize karşı keyfi olarak yargı sürecini başlatma niyetinde oldukları anlaşılmaktadır. Bunun için de Yunan gazetelerinde yer alan ve haber olarak çıkan gazete kupürleri aleyhimizde delil olarak gösterilmek istenmektedir.

Eğer bu (13 Kasım 2009 “Paratiritis” Yannis Yanginis ve 23 Aralık 2009 “Paratiritis” Yannis Yanginis) gazetelerde çıkan haberler tekzip edilmezse herhangi bir Yunan vatandaşına veya savcısına anayasanın 4/3. maddesinde belirtilen hükümlere dayanarak mahkemeye suç duyurusunda bulunma hakkı sağlanmış olacaktır. Bu amaçla da Batı Trakyalı “TÜRK” dernek yöneticilerimiz başka bir ülkeye hizmet ettiği gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkarılmaları hedeflenmektedir.

Biz BATTAM olarak yukarıdaki Paratiritis gazetesinde yer alan her iki asılsız haberi de tüm sivil toplum kuruluşlarımız adına tekzip ediyoruz. Ayrıca Paratiritis gazetesini de Batı Trakya Türk derneklerimizin verdikleri mücadeleye ve anayasal haklarımıza karşı saygılı olmaya davet ediyoruz. Paratiritis gazetesinde yayınlanan yazının sahibi Yanis Yanginis de bilmelidir ki, Batı Trakya Türk derneklerimizin yerel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası alanda verdiği mücadele başka ülkelere hizmet etmek amacıyla verilmemektedir. Anayasada mevcut hakları çok gören ve anayasayı ihlal eden bazı kişi, kurum, kuruluş ve makamların anti demokratik uygulamalarına karşı demokrasi mücadelesi verilmektedir. Bu tür antidemokratik tutum ve davranışlar Yunan demokrasine zarar vermektedir. Biz ise bu ülkenin vatandaşları olarak Yunanistan’da anayasal haklarımıza saygı gösterilmesi ve Yunan demokrasinin zarar görmemesi için “demokrasi adına” mücadele vermekteyiz.

Peki, Paratiritis gazetesindeki yazar böyle bir makaleyi veya bizce tuzak sayılan böyle bir yazıyı neden yazma ihtiyacı duymuştur? Kuvvetle muhtemeldir ki, bu yazıyı yazmak için kendisine bir fırsat verilmiştir. Yunanistan’ın milli bayramlarından olan 28 Ekim’deki OXİ kutlamalarına Türkiye’deki Batı Trakya Türkleri dernekleri (BTTDD) tüm şubeleriyle birlikte Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu’ndaki resepsiyona katılmışlardır. Genel Başkan Ferruh Özkan’ın bu iyi niyeti Yunanistan’da yayınlanan Paratiritis gazetesinin 13 Kasım 2009 tarihli baskısında çarpıtılarak ele alındı.

Bu haberin ardından konuyla ilgili ikinci bir haber yine Yannis Yanginis tarafından 23 Aralık 2009 tarihinde Paratiritis gazetesinde bir önceki habere atıfta bulunarak ele alınmıştır. Batı Trakya Türklerini temsil eden çeşitli kurum ve kuruluşlarımızı konuyla ilgili ikaz etmememize rağmen, bu haber maalesef tekzip edilmemiştir. Gelişen süre zarfında sadece BATTAM bu konuyu takip etmiş ve tekzip etme girişiminde bulunmuştur. Böylece Batı Trakya Türklüğü için kendisine biçilen misyonu (görevi) yerine getirmiştir.

Bu ziyaret pek çok Batı Trakya Türkleri internet sitelerinde yer aldı. Bu ziyaretle birlikte dernek başkanlarımız diğer Batı Trakya derneklerine “siz de gidiniz, bölgelerinizdeki Yunan konsolosluklarına biat ediniz” mesajı verilmek istenmektedir. Buna istinaden, Hollanda Lahey’de sonradan kurulan ve önceden teşekkül olan Batı Trakya derneğine 100 metre mesafede bulunan bir derneğimiz de maalesef Yunan Büyükelçiliğini ziyaret etmişlerdir ki, bu da pek iyi bir anlam taşımamaktadır.6 Tarafımıza ulaşan bilgilere göre, ziyaretten sonra bu arkadaşlarımız bir Yunanlı gibi hareket ettikleri kanısı oluşturmuşlar ve diğer derneklerdeki arkadaşlarımızı tehdit etmeye başlamışlardır. Edindiğimiz bilgiler itibariyle, bu kişiler Batı Trakya’daki Türklerin yasal haklarını savunan diğer dernekçi arkadaşlarına karşı “hadi gidin bakalım siz Yunanistan’da ev yapabilecek misiniz veya mal-mülk alabilecek misiniz” gibi bir takım sözler sarf ederek milli birliğimizi ve bütünlüğümüze zarar vermeye çalışmaktadır. Üstelik bu arkadaşların bazılarının ailelerinin Bursa’da ikamet etmekte olduğunu duyunca hayretler içinde kaldık ve ‘bu nasıl olur’ sorusunu sorduk.

Pek tabi olarak, bu ziyaretlere karşı değiliz, asla olmayız ve olmamalıyız… Çünkü neticede bizler Yunanistan vatandaşlarıyız. Meselelerimizin götürüleceği ve konuşulacağı yer Yunanistan makamlarıdır. Biz de daha önceleri yaptığımız etkinliklerimize Münih’teki Türk Konsolosluğunu ve Yunan Konsolosluğunu davet ederdik. Türk yetkililer etkinliklerimize katılırken, Lozan Antlaşması’nın hükümlerinden doğan garantörlük haklarını kullanarak Batı Trakya Türklerinin morallerini yükseltmek amacıyla etkinliklerimizde bizzat bulunmuşlardır. Ancak Yunan konsolosluğu hiçbir etkinliğimize katılmamıştı. Sadece Herzogenaurah derneğimizin düzenlediği bir aile gecesine Nürnberg’deki Yunan fahri konsolosu etkinliğe iştirak etmiştir. Bunun da Alman siyasi partilerine şirin görünmek için yapılan bir siyasi manevra olduğunu düşünmekteyiz.

Bazen Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışı temciliklerinde milli bayramlarda düzenlenen resepsiyonlarda Yunan temsilcileriyle birlikte bu konularla ilgili konuşma fırsatı buluyorduk. Kişisel olarak sorunların olmadığını ancak “dernek olarak hiçbir zaman sizi kabul etmeyeceğiz. Çünkü siz kendinizi Türk olarak tanımlıyorsunuz ve derneklerinizde Türk kelimesi bulunmaktadır” mesajını vermişlerdir. Sadece Türk kelimesine değil; Batı Trakya isminden bile rahatsız oldukları anlaşılmaktaydı.

Şimdi aklımıza şu soru geliyor: Acaba Yunanlıların bu fikri değişti mi, yoksa biz mi değiştik? Yahut birileri bizi oyuna mı getiriyor? Yunanlıların değiştiğini hiç tahmin etmiyorum. Bu hareketin bir ‘Bizans oyunu’ olduğu gerçektir. Kanımızca sadece strateji değişikliğine gitmiş olmalılar. Yunanistan Devleti ve Yunan konsoloslukları Batı Trakya Türk derneklerine önem verirmiş gibi görünerek kontrol altına almaya çalıştığı da bir gerçektir.

Biz bu konuda bir söz sarf etmek istemiyoruz. Ancak, Batı Trakya’da 1980’li yıllarda öğretmenlik yapmış bir arkadaşımız diyor ki; “Fatihler, Selimler, Mehmetler, Eşrefler... Birlik olun, birlikten dirlik doğar! Aklınızı başınıza devşirin! Ey Türkoğlu kendine gel! Gür bir ses duyulur, yas karışımı Işıklık dağından Karlık’a! Ey Türkler uyanın! Ey Türk milleti kendine dön! Ey Türkoğlu kendine gel ve artık haklarını aramasını öğren veya bir bilene sor!

Şunu Batı Trakyalı soydaşlarımız bilsinler ki, - Bilenler çoğunluktadır. – Rumların Türklere iyi niyetli baktıklarını söylemek safdillilik olur. Yunanlılar, okullarında çocuklarını öylesine “Türk düşmanı“ olarak yetiştiriyor ki, istese de Türkler için bir yakınlık duyamaz. En azından kilise tarafından “aforoz“ edilme korkusu vardır. Kendi halkının içinde yeri olmayacağını da bilir. Rumlar, onun için Türkler ile iyi ilişkinin bir alış-veriş meselesi olduğunu her zaman ispat etmek zorunda hissederler kendilerini... Türklerin elinden tarla ve evlerini alanlar ve alabilenler devlet tarafından takdir edilirler. Türklere düşman olan ve bunu her zaman ortaya koyabilen Rum, en iyi bir Yunan vatandaşıdır, devlet gözünde ve halk gözünde… Çevrenizdeki Rumlara dikkat ediniz. Onlar sizin kara gözünüze, kara kaşınıza hayranlık duyduklarından yüzünüze gülmüyorlar.

Hepsinin ayrı bir hesabı ve görevi vardır. Size sizden başka dost yoktur.

Batı Trakyalılar, birlik olunuz. Beraber hareket ediniz. Sen-ben kavgası kimseye bir şey kazandırmaz. Yoksa geçen her gün sizin aleyhinize olur! Geçmişten ibret almalısınız! İkilik Batı Trakyalıya bir şey kazandırmayacaktır. Aksine, düşmanın zulmünü artırmasına sebep olacaktır.”7

Yunanistan Vatandaşlık Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca, Yunanistan İçişleri Bakanlığı, 10 Mayıs 2005 tarihinde yaptığı bir açıklamada, 19. maddenin yürürlükte bulunduğu süre içinde 12 Adalar ve Batı Trakya’da toplam 46 bin 638 kişinin Yunanistan vatandaşlığından çıkarıldıklarını açıklamıştı.

Bu insanlarımızı Yunanistan İstanbul Başkonsolosu nasıl olur da BTTDD ile yapılan bir işbirliğiyle tekrar Yunan vatandaşlığına kabul ettirebilecek. Bize göre bu durum sadece bir kandırmaca ve saf dilliliktir.

Rodop milletvekili İlhan Ahmet, vatandaşlık yasasının 19. Maddesi uyarınca vatandaşlıktan çıkarılan Batı Trakyalı Türklerle ilgili Yunan meclisine bir soru önergesi verdi. Soru önergesine İçişleri ve Kamu Düzeni bakanlıkları tarafından yazılı yanıt verildi. Yanıtta, vatandaşlıktan çıkarılan Türklerden halen Yunanistan’da ikamet edenlerin yeniden uyruğa alınmaları için başvuru hakları bulunduğu belirtildi.

Yanıtta, bu durumdaki kişilerin, uyruksuz kimliği almaları ve “Yeniden uyruğa alınma” talebiyle İçişleri Bakanlığı’na başvurmaları gerektiği belirtildi.

Yunanistan Vatandaşlık Kanunu’nun (1955 tarih ve 3370 sayılı Kanun) 19. Maddesi, ırkçılığın, ayrımcılığın ve temel vatandaşlık haklarının katı bir şekilde ihlaline bariz bir örnek olmuştu. Yunanistan anayasasına ve uluslararası hukuka aykırı olan söz konusu madde şu hükmü getirmekteydi:

“Yunan kökenli olmayan ve geri dönme niyeti olmaksızın Yunanistan’dan ayrılan bir vatandaşın, Yunan vatandaşlığını kaybettiği ilan edilebilir.”

Aynı şey, Yunan etnik kökenden gelen, ‘Yunan anne ve babadan doğan ve yurt dışında ikamet eden kişiler için de geçerli olmasıdır.’ Her iki ebeveynin, ya da hayattaki ebeveynin de vatandaşlığı kaybetmesi halinde, yurt dışında yaşayan küçük çocukları da Yunan vatandaşlığından çıkarılabilir olması gerekmektedir...

23 Ocak 1998 tarihinde Yunanistan Vatandaşlık Kanunu’nun 19. Maddesi parlamento tarafından yürürlükten kaldırılmıştı. Bu adım, gerek uluslararası toplum, gerekse Türk azınlık tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.

Dönemin Yunanistan İçişleri Bakanı Alekos Papadapoulos, bu maddenin iptalinin, geriye dönük işlemeyeceğini açıklamıştı.

Devletin vatandaşlıktan çıkarma işlemlerinin büyük çoğunluğu, Yunan Anayasası’na aykırı olduğu kadar Yunanistan’ın imza atmış olduğu çok sayıda uluslar arası belgeye de tezat oluşturacak mahiyette, yurt dışında bulunan vatandaşlar aleyhine idari kararlar şeklinde yürürlüğe konmuştu.

Yunanistan’da, iptal edilen vatandaşlık yasasının 19. maddesine dayandırılarak vatandaşlıktan çıkarılmış olan, ancak halen ülke sınırları içinde bulunan 59 Batı Trakyalı Türk’ün vatandaşlıklarının iade edileceği bildirildi.

Yunanistan İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, '’Hükümetin Trakya’daki Müslüman vatandaşlarla ilgili yasalar önünde eşit hak ve sorumluluklar politikası çerçevesinde, vatandaşlıklarını yitirmiş bulunan, ancak halen Trakya’da (Batı) ikamet eden 41 Müslüman vatandaşın yeniden Yunan vatandaşlığına alınmalarının kararlaştırdığı” bildirildi.

Bakanlık açıklamasında ayrıca, '”şu anda 41 kişiyle ilgili işlemlerin tamamlanmak üzere olduğu ve diğer 18 kişiyle ilgili işlemlerin de yakında tamamlanacağı” kaydedildi.8

19. Madde sadece Yunan Vatandaşlık Yasası’nda yer almış bir madde değildir. Yunan Anayasası’nın 111/6. maddesiyle garanti altına alınmıştı. Yeni anayasa 111. maddenin tümünü kaldırdığına göre artık 19. madde de tarihe karışmıştır. Ama bu demek değildir ki; artık, Batı Trakya Türkleri bundan böyle vatandaşlıktan çıkarılamayacaklardır. Yunanistan bu defa Anayasanın 4/3. maddesini devreye koyma hazırlıklarına ve yatırımlara çoktan başladı bile.9

4. Maddenin 3. fıkrası aynen şöyledir: Yaslarla belirtilmiş niteliklere sahip olanlar, Yunan vatandaşı sayılırlar. Yunan uyrukluğunun kaldırılması yalnız isteyerek başka bir devletin uyrukluğuna girmek, ya da ulusal çıkarlara aykırı olarak yabancı bir memlekete hizmet etmek gibi hallerde yasanın özel olarak öngördüğü şartlar ve işlem ile mümkündür.

23 Ocak 1998 tarihinde Yunanistan Vatandaşlık Kanunu’nun 19. Maddesi parlamento tarafından yürürlükten kaldırılmıştı. Kaldırılmıştı ama Yunan anayasasında bahse konu maddedeki yasayla halen geçerli kılınmaktaydı. Neymiş bu Anayasadaki 111. maddenin 6. paragrafı? Yeni bir anayasa çıkıncaya kadar 19. maddenin halen geçerli olduğunu kılmaktadır. Bu madde birçok insanımızın dikkatinden kaçmıştı. İlgilenen bile olmamıştı.

Peki, meclisin aldığı bir kararla 19. Madde kalktı ama anayasadaki bu maddeye hiç değinilmedi. Biz biraz yadırgadık, ama yine de ses çıkarmadık. Bunu etrafta ahkâm kesen demokrasi savunucularından ve “her şeyi biz biliriz biz yaparız” diyenlerden bekledik. Hafif bir yoklamadan sonra bunların bu konulardan haberdar olmadıklarını anladık. Biz de “Türk-Yunan dostluğuna zarar gelmesin” diyerek beklemeye koyulduk.

16 Eylül 2000’de Yunanistan’da genel seçimler yapıldı. Yapılan seçimde 300 kişilik Parlamentoda 154 milletvekiliyle Yeni Demokrasisi Partisi çoğunluğu sağladı.

2001’de Anayasada büyük değişiklik yapıldı. Anayasanın 48. maddesinde 75 değişiklik yapıldı. Anayasaya dört madde (5A, 9A, 100A, 101A) daha ilave edildi. Dokuz madde de (111–119) kaldırılmıştır. Bunlar, geçici maddeler olup, hükümleri yerine getirildiğinden yürürlükten kalkmışlardır.10

BATTAM olarak, Ocak 2009`da Münih’te yapılan Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi’nde, Yunanistan’ın Birinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan Barış Antlaşmaları’nın, Azınlıklar açısından “Din, Dil ve Irk“ üzerinde verilmesi gereken hakları kabul etmediği sebebi ile Birinci Dünya Savaşı sonrasında yerleştiği Batı Trakya`da su an askeri işgal gücü olarak yer aldığını, Batı Trakya’nın hukuken Yunanistan’a geçmediğini ispatladık. Bu sebeple şu an askeri işgal gücü statüsü ile Batı Trakya`da bulunan Yunanistan, hukuken sahip olmadığı Batı Trakya`da, kendi vatandaşı olmayan hiç kimseyi vatandaşlıktan atamaz, Batı Trakya’da yerleşme ve yasama hakkını elinden alamaz.

Yunanistan devleti daha önce vatandaşlıktan çıkardığı 46.638 kişinin tekrar Batı Trakya’ya geri dönmesini ve yasama hakkını geri vermek zorundadır. 46.638 kişinin uğradığı zararları da tazmin etmek zorundadır. Konuyla ilgili olarak ayrıntılı alt yapı çalışması BATTAM tarafından yapılmaktadır ve söz konusu çalışma 2011 yılında BATTAM tarafından gerçekleştirilecek olan “ IV. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi”nde detaylandırılacaktır. Uluslararası hukuk açısından benzeri görülmemiş davaların hazırlığı içerisindeyiz ve inanıyoruz ki, tüm Dünya üniversitelerinin hukuk fakültelerinde BATTAM’ın çalışması örnek olay olarak okutulacaktır

Saygılarımızla…

Dr. Özkan HÜSEYİN
BATTAM Başkanı
GALERİ