ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABD Dışişleri Bakanlığı “Din Özgürlüğü 2010 Yunanistan Raporu”

22.11.2010
ABD’den Yunanistan’a Uyarılar: “Trakya’daki Müslüman azınlık, kamu sektörü ile devletin sahip olduğu sanayi kuruluşlarında yeterince temsil edilmiyor. Bölgede nefret temelli, ırkçı saldırılar yaşanıyor. İbadet yeri izinleri geciktiriliyor. Oniki Adalar’daki Müslümanlar, Lozan Antlaşması ile sağlanan tanınma ve haklardan yararlanamıyor.”

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Başkanı Halit Habipoğlu’ndan Rapor Yorumu: Batı Trakya’da Türklere karşı işlenen nefret temelli, ırkçı saldırılara yer verilmesi olumlu ancak sorunlar yüzeysel ve eksik şekilde yansıtmakta. Tek dikkat çekici gelişme; Oniki Adalar’da yaşayan Türklerin Lozan Barış Antlaşması ile Batı Trakya Türk Azınlğı’na tanınan haklardan yararlanamadıklarının not edilmesi. ABTTF, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da paralel bir rapor hazırlayarak yetkili makamlara iletecektir.”

*****

Amerika Birleşik Devletleri Demokrasi, İnsan Hakları ve Emek Bürosu Uluslararası Din Özgürlüğü 2010 Yunanistan Raporu’nu yayımladı. Anayasanın ve diğer yasalar ile politikaların genel anlamda ibadet özgürlüğüne katkıda bulunduğu ifade edilen raporda Ortodoks olmayan grupların kimi zaman idari problemler veya yasal kısıtlamalar ile karşılaştıkları ifade ediliyor. Raporda, anayasanın ve yasaların ibadet ile ilgili dini törenlerin kamu düzenine veya ahlaki değerlere zarar veremeyeceğini belirttiği not ediliyor. Ayrıca bir dini grubun yeni bir ibadet yeri inşa etmesi ve işletmesi için resmi izin anlamına gelen “ibadet yeri izninin” yıllar süren süreçler sonunda bile verilmediği vurgulanıyor.

Raporda Trakya dışında tanınmayan Müslüman liderlerin ve diğer dini grupların hükümet yardımı almadıkları belirtiliyor.

Ortodoks Kilisesi, Yahudi ve Müslümanların (Trakya’daki resmi olarak tanımlanan Müslüman azınlığın bir parçası olan) “kamu hukuku tüzel kişiliği”ne sahip olan gruplar olarak mülk edinme, miras bırakma ya da miras alma ve dini kuruluşlar olarak kendi ismi ile mahkemeye çıkma kabiliyeti taşıdıkları raporda ifade ediliyor. Buna karşılık diğer dini kuruluşların ancak “özel hukuk tüzel kişiliği” ne sahip olabilecekleri ifade edilirken bu grupların ibadet yerleri ya da dini kuruluşlar olarak mülk edinemedikleri not ediliyor.

Raporda “Trakya’daki Müslüman azınlık” olarak ifade edilen Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili olarak, kimi haklarının korunması yolunda olumu adımlar atıldığı belirtiliyor. Hükümet’in yıllık binde 5 kotası oluşturmak sureti ile Trakya’daki Müslüman öğrencilerin teknik enstitüler ile üniversiteye kabul edilmelerine önem verdiği kaydediliyor.

Lozan Anlaşması’nın Trakya dışındaki Müslümanları kapsamadığı, bu nedenle bu Anlaşma ile sağlanan haklardan bu grupların yararlanamadıkları belirtilen raporda; Oniki Adalar’daki bazı Müslümanların Lozan Antlaşması ile sağlanan tanınma ve haklardan yararlanmayı hak ettiklerini ifade ettikleri hatırlatılıyor.

Raporda, Trakya’daki Müslüman azınlığın kamu sektörü ile devletin sahip olduğu sanayi kuruluşlarında yeterli derecede temsil edilmediği ancak az sayıda Müslüman askeri personelin orta-yüksek rütbeye sahip olduğu not ediliyor. Parlamento’da iki milletvekili bulunduran Azınlık’ın İskeçe ve Gümülcine’de yerel düzeyde temsil edildikleri kaydedilen Raporda, Trakya’daki belediyelerin Müslümanları kamu hizmet merkezlerinde sözleşmeli olarak istihdam ettiği ve diğer kamu görevlileri için Türkçe dersleri verdiği kaydediliyor.

Müslüman azınlık toplumu ile Hükümet arasında müftü ve imamların seçilmesi süreci ile ilgili olarak farklılıkların devam ettiği ifade edilen raporda, Müslüman azınlığın bazı üyelerinin hükümetin seçici komitenin tavsiyeleri ile bağlı olmadığını ifade ederek idari tasarruflara karşı çıktıkları vurgulanıyor.

Raporda Müslüman azınlığın bazı üyelerinin hükümet tarafından tayin edilen müftülerin yetkisini tanırken diğerlerinin “İslami olmayan bir ülkede Hükümet’in müftüleri tayin etme hakkı olmadığını” söyleyerek “resmi olmayan” iki Müftü seçtikleri not ediliyor. Raporda, 2006 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hükümet tarafından tanınmayan müftüler ile ilgili olarak aldığı kararla Yunanistan’ı mahkum ettiği de belirtiliyor.

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’nin (BTAYTD) Müslümanların köylerindeki cami ve minarelerin onarımı için Eğitim ve Din Bakanlığı’ndan izin alma konusunda gecikmeler yaşandığını rapor ettiği de ABD’nin tespitleri arasında yer alıyor.

Raporda BTAYTD’nin Okçular Camii’ne, her biri ulusal seçimlerin hemen öncesinde olmak üzere, 2004 yılından bu yana “üç kez” saldırıda bulunulduğu, Aralık 2009’da İskeçe’deki Sünne Camii’ne saldırıldığı ve Şubat 2010’da Gümülcine Müslüman mezarlığındaki taşların tahrip edildiği vurgulanıyor.

ABD Raporu Batı Trakya Türkleri tarafından sert biçimde eleştirildi. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu;
“ABD Din Özgürlüğü 2010 Yunanistan Raporu, 2009 yılı ile büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarına yanlış ve eksik şekilde yer veren rapor, resmi devlet tezini desteklemektedir. Din özgürlüğü alanında nefret temelli ya da ırkçı saldırılar konusunda Okçular Camii ile Sünne Camii saldırılarına yer verilmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte rapor sorunları detaylı şekilde incelemek yerine yüzeysel bir yaklaşım ile kaleme alınmıştır. 2010 raporu ile ilgili önemli tek gelişme ise Oniki Adalar’da yaşayan Türklerin Lozan Barış Antlaşması ile Batı Trakya Türk Azınlığı’na tanınan haklardan yararlanamadıklarını not edilmesidir. ABTTF, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da paralel bir rapor hazırlayarak yetkili makamlara iletecektir.” dedi..

İlgili raporun tam metnine buradan ulaşılabilir.
GALERİ