ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Yunan krizinin gerçek kurbanları Batı Trakya Türkleri…

14.01.2011
Yunan İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Batı Trakya’daki işsizlik oranı ülke ortalamasının üzerinde ve fark giderek açılıyor.

ABTTF: Atina’nın yıllardır süren ayrımcı politikaları Batı Trakya’yı her konuda geride bıraktırıyor.


Yunan İstatistik Kurumu’nun açıkladığı son veriler, ülkedeki işsizlik oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre 3.7 puan arttığını gösteriyor.

Buna göre 2010 Ekim’inde işsizlik yüzde 13.5 olarak gerçekleşti.

Ancak yine aynı verilere göre, Batı Trakya’daki durum daha da vahim. Ekim 2010 itibariyle, resmi rakamlar, bölgedeki işsizliğin yüzde 15.4’e ulaştığına işaret ediyor.

2009 yılında Batı Trakya’nın işsizlik oranı ülke ortalamasıyla aynıyken bir yıl içinde makasın hızla açıldığı görülüyor. Bu da geleceğe yönelik kaygıları arttırıyor.

Atina yönetiminin siyasi tercihleri nedeniyle yıllardır ekonomik ve sosyal açıdan geri bıraktırılan Batı Trakya, Avrupa Birliği Komisyonu’nun düzenli olarak yaptırdığı Eurostat araştırmalarında da AB’nin en geri kalmış ve fakir bölgelerinden birisi olarak gösteriliyor.

Son verileri değerlendiren Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Yunanistan’da giderek derinleşen ekonomik krizde faturanın Türklere kesilmesinden endişe ettiklerini bildirdi.

Habipoğlu;
“ Ülkemiz Yunanistan’daki zorlu ekonomik ve sosyal koşulların iyileşmesi en büyük dileğimiz. Bizim için en hassas olan nokta ise, krizin faturasının zaten yokluk ve yoksullukla mücadele etmek zorunda bırakılan Türk azınlığa yüklenmemesi. Atina yönetiminin yıllardır süren ayrımcı politikaları Batı Trakya’yı her konuda geride bıraktırıyor. Türk azınlığın hali hazırda en büyük sorunlarından birisi olan işsizliğin krizle birlikte iyice katmerlendiği ve ülke ortalaması ile Batı Trakya verileri arasındaki makasın giderek açıldığı görülüyor. Atina bu konuda üzerine düşeni yapmalı ve Türk azınlığın yıllardır yaşadığı zorlukları kriz bahanesiyle daha da derinleştirmekten kaçınmalıdır.” dedi.