ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABTTF “AB Hukuku ve Politikalarında Dinsel Çeşitlilik” konferansına katıldı

01.07.2011
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF), 30 Haziran 2011 tarihinde Avrupa Parlamentosu, Avrupa Politikası Çalışmaları Merkezi (CEPS) ve Leuven Katolik Üniversitesi (KUL)tarafından organize edilen “AB Hukuku ve Politikalarında Dinsel Çeşitlilik” başlıklı panele katıldı. İşyerinde dinsel çeşitlilik ve eşitlik ile çeşitliliğin inşasında ortaya çıkan sorunların tartışıldığı panele ABTTF Uluslar arası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Ali Türkelli katıldı.

AB Komisyonu dinsel çeşitlilik konusunda inisiyatif üstlenme çabası içinde

AP Milletvekilli ve Avrupa Parlamentosu Siyasette Sekülarizm Platformu (EPPSP) Başkanı Sophie In’t Veld, Avrupa Birliği’nin çalışma alanının genişlemesi ile birlikte yalnızca ekonominin değil toplumsal değerlerin de önem kazandığını söyledi. Avrupa vatandaşlarının AB politikalarının teknik detaylarıyla ilgilenmediğini ancak Avrupa’nın değerlerini önemsediğini ifade eden In’t Veld, din ve dinsel çeşitlilik alanında AB Komisyonu’nun inisiyatif alarak bir diyalog kurma çabası içinde olduğunu belirtti.

Din çözülmesi gereken bir sorun değil, kimliğin bir parçası

İşyerinde din ve dinsel çeşitlilik ile ilgili olarak Leuven Katolik Üniversitesi’nden Katayoun Alidadi,
Avrupa’nın dine mesafeli yaklaştığını ve dinin çözülmesi gereken bir sorunmuşçasına algılandığını ancak bu yaklaşımın hatalı olduğunu söyledi. Anti-Irkçılık ve Çeşitlilik Inter-Grubu Başkanı ve 2008 Eşitlik Direktifi Gölge Raportörü ve AP Milletvekili Emine Bozkurt, öncelikli olarak teori ve uygulama arasındaki farka dikkat çekti. Bozkurt, insanları korumak için hukuk kurallarının oluşturulduğunu ancak diğer taraftan da uygulamaya bakıldığında bu alanda verilen kararların çoğunun direktif olması nedeni ile üye ülkelerde birbirinden farklı politikalar uygulandığını söyledi.

Kamu alanında din konusunda Milan Üniversitesi’nden Silvio Ferrari, Avrupa’da bu konuda iki farklı grubun ortaya çıktığını, bunlardan ilkinin tamamen tarafsız bir kamu alanını savunurken diğerinin ise çoğulcu bir kamu alanını savunduğunu kaydetti. Ferrari, “Bu nedenle de tarafsız kamu alanı ve çoğulcu kamu alanı arasında bir gerilim oluşuyor”, dedi.

Din çeşitliliğinde eğitim konusunda AB Komisyonu Eğitim ve Kültür Genel Direktörlüğü Eşit Olanaklar ve Eşitlik Bölümü’nden Frank Pierobon, AB Komisyonu olarak eğitim konusunda destekçi olduklarını ve çeşitliliğe olumlu yönde bakmaları için gençleri yönlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Ayrımcılığın çok hassas bir konu olduğunu söyleyen Pierobon, ayrımcılık konusunda hem toplumsal hem de kişisel düzeyde buna dikkat edilmesi gerektiğini zira dini özgürlüğü bir erkeğe eşini kapatma hakkını veriyorsa bunun kadın ayrımcılığına gireceğini bu noktada da özgürlüklerin çatışacağını belirtti. Buna karşılık Avusturya Müslüman İnsiyatifi Başkanı ve Avrupa Çok-Kültürlülük Platformu Üyesi Tarafa Baghajati, konunun dinsel özgürlük ve ayrımcılığa geldiğinde temel alınması gerekenin sadece insan hakları olduğunu ve dini sembollerin yasaklanmasının kişisel özgürlüklerin bir ihlali olduğunu belirtti.

Kamu alanında dinsel çeşitliliğe mali yardım konusunda ise Strazburg Üniversitesi’nden Francis Messner, kamu mali desteğinin tüm üye ülkelerde, dolaylı ya da dolaysız, sadece organize olmuş olan dinler için var olduğunu, bunun temel sebebinin de bu dinlerin toplum üzerinde ciddi yönlendirici bir etkileri olması olduğunu söyledi. Avrupa Hümanist Federasyonu Başkanı David Pullock, mevcut sistemin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini ve yeni sistemin amacın devlet desteğini tamamen ortadan kaldırmak değil eşitlemek olması gerektiğini belirtti.
GALERİ