ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

ABTTF AGİT İnsani Boyut Uygulama Toplantısı’na katıldı

28.09.2011
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 26-27 Eylül 2011 tarihlerinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) tarafından düzenlenen İnsani Boyut Uygulama Toplantısı’na katıldı. Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen toplantıda Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı ve ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Ercüment Mustafaoğlu ile Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) temsilcisi Cemil Kabza temsil ettiler.

Gündem ve Millet’e verilen cezalar aşırı, çoğulcu medya tehdit altında

İfade özgürlüğü, medya ve bilgi özgürlüğünün tartışıldığı oturumda BTAYTD Temsilcisi Cemil Kabza, Gündem ve Millet gazetelerine verilen tazminat cezalarının aşırı olduğunu ifade ederek iki gazetenin de kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ifade etti. Bununla birlikte Kabza, resmi ilan yayımlama konusundaki koşulları sağlayan tek azınlık gazetesi Gündem’in 2011 yılında resmi ilan yayımlama hakkının herhangi bir açıklama olmaksızın ellerinden alındığını söyledi.

Mevcut medya yasası azınlıklar için bir tehlike, yasa değiştirilmeli

Bu oturumda konuşan ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı ise AGİT katılımcı ülkelerinin medya özgürlüğü konusundaki taahhütlerini yerine getirmediklerini ifade ederek Yunanistan’daki medya özgürlüğü sorununu gündeme taşıdı. 3592/2007 sayı ve tarihli yasanın pek çok hükmünün değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Kırmacı, özellikle radyo programlarına en az yüzde 25 oranında Yunanca yayın yapma zorunluluğu getirilmesinin medyada çoğulculuk ilkesine zarar verdiğini belirtti. Yunanistan Ulusal Radyo ve Televizyon Kurulu’nun (ESR) Kral FM’ye yüzde 25 oranında Yunanca yayın yapmadığı gerekçesi ile 3 bin avro ceza verdiğini söyleyen Kırmacı, Tele Radio FM’nin ise aynı gerekçe ile uyarı cezası aldığını belirtti. Konu ile ilgili olarak AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic’e pek çok mektup yazdıklarını söyleyen Kırmacı, mevcut yasanın değiştirilmesi konusunda Temsilci’nin de çok defalar Yunanistan’ı uyardığının altını çizdi.

Yunanistan yanıt hakkını kullandı

Bu oturumda yanıt hakkını kullanan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı AGİT-Avrupa Konseyi Dairesi Başkanı Nikolaos Patakias, Gündem ve Millet gazetesine ceza verilmesine neden olan konuya ilişkin olarak davacı Yunanlı öğretmen Hara Nikopulu’nun haksız bir ithamla suçlandığını ve dahası Nikopulu’nun bir grup erkek tarafından dövülerek kolunun kırıldığını iddia etti. ESR’nin kararları konusunda ise Yunanistan, Kral FM’ye verilen ceza konusunda herhangi bir açıklama yapmazken Kral FM’nin ceza karşısında yetkili makamlar önünde herhangi bir itirazda bulunmadığını belirtti.

Din veya inanç özgürlüğü tehdit altında!

Düşünce, vicdan, din veya inanç özgürlüğünün tartışıldığı ikinci oturumda ise Cemil Kabza, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın müftülerin tanınması ve kamuoyunda “imamlar yasası” olarak bilinen 3536/2007 sayı ve tarihli yasa ile 240 imamın/din görevlisinin atanması konularında yaşanan sorunlar ile birlikte özel olarak vakıflar sorununu gündeme taşıdı. Kabza, vakıfların 3554/2007 sayı ve tarihli yasa ile borçlarının silinmesi kararının alınmasına karşılık mevcut cezaların silinmediğini söyledi. 2008 yılında çıkan 3647 sayılı Vakıflar Yasası’nın azınlığın görüşüne başvurmaksızın alındığı belirten Kabza, mevcut yasanın azınlığın görüşüne başvurulması sonrasında değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

Batı Trakya’da azınlığın seçtiği müftüler tanınmıyor, Rodos ve İstanköy’de ise müftülük makamı 1972 yılından beri boş

Bu oturumda söz alan ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Ercüment Mustafaoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın müftü sorununa dikkat çekti. Mustafaoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın 1830 Protokolü, 1881 Antlaşmaları, 1913 Atina Antlaşması ve de 1923 Lozan Barış Antlaşması ile dini alanda özerk bir yapıya sahip kılındığını ancak pratikte bu hakkın bugün gasp edildiğini belirtti. Müftünün seçilmesi konusunda 1985 yılından yaşanan problemlerin ardından Yunanistan’ın 1990 yılında müftülerin göreve getirilmesi ile ilgili mevcut yasayı kaldırdığını, o tarihten itibaren müftülerin başkanlık kararnamesi ile devlet tarafından atanmaya başlandığını ifade etti.

Müftü sorununun çözülmesi beklentisi karşısında atanmış müftülerin görev süresinin uzatılmasının Batı Trakya Türk Azınlığı’nda hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Mustafaoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı ile birlikte Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türklerin de bu alanda sorun yaşadıklarına dikkat çekti. Mustafaoğlu, Rodos ve İstanköy’de müftülük makamının 1972 yılından bu yana boş olduğunu söyledi.

Bu oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan, müftü sorununa ilişkin herhangi bir açıklama getirmezken vakıflar sorunu konusunda ise Yunanistan’ın mevcut ekonomik kriz koşulları altında iyi niyet jesti olarak nitelendirilebilecek uygulamalar gerçekleştirdiğini iddia etti. Yunanistan, 2007 yılında çıkarılan yasa ile Müslüman vakıflarının biriken vergi borçlarının silindiğini ve bu vakıflara vergi muafiyeti getirildiğini söyledi. Yunanistan, 2008 yılında ise vakıfların emlak vergisinden muaf tutulduğunu söyledi. Buna karşılık Yunanistan, ilgi yasaların uygulanmadığı konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Order of St. Andrew the Apostle, Türkiye’nin ekümenik sıfatını tanımasını istedi

Bu oturumda New York merkezli “Order of St. Andrew the Apostle” isimli kuruluş, Türkiye’nin Fener Rum Patrikhanesi’ni “Ekümenik” olarak tanımadığını ifade ederek Türkiye’nin AB’ye aday bir ülke olarak bu koşulu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de Büyükada Rum Yetimhanesi’nin ve 1936 Beyannamesi’nde kayıtlı vakıf mallarının iade edilmesi adımlarının olumlu olduğunu söyleyen kuruluş, Türkiye’den reform sürecine devam etmesini ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu da daha fazla gecikme olmaksızın açmasını istedi. Yanıt hakkını kullanan AGİT Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tacan İldem ise laiklik ilkesi gereğince dini grupların resmi olarak tanınmadığını ifade etti. Bununla birlikte Venedik Komisyonu’nun raporuna göre Türkiye’nin Fener Rum Patrikhanesi’nin “Ekümenik” sıfatını resmen tanımak veya kullanmak zorunda olmadığını belirten Türkiye, Patrikhane’nin bu sıfatı kullanma konusunda herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmadığını söyledi.

Dernek kurma özgürlüğü gasp edilmiş durumda, AİHM kararları uygulanmıyor

Toplanma ve dernek kurma özgürlüğü konulu oturumda ise Melek Kırmacı, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dernek kurma hakkı ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yunanistan’ı mahkum etmesine karşın Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulama konusunda isteksiz davrandığına dikkat çekti. İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç Azınlık Gençlik Derneği’nin AİHM kararının ardından izledikleri yasal sürece ilişkin olarak bilgilendirmede bulunan Kırmacı, bu derneklerin dernek kurma özgürlüklerinin uygulamada gasp edilmeye devam ettiğini söyledi. Kırmacı, Yunanistan’dan AİHM kararlarını uygulamasını isteyerek bu konudaki yükümlülüklerini gerçek anlamda yerine getirmesini istedi.

Bu oturumda konuşan Cemil Kabza ise AİHM kararlarının uygulanması konusunda İskeçe PASOK Milletvekili Çetin Mandacı’nın Parlamento’da bir soru önergesi sunduğunu ancak yetkili Bakanlık’tan verilen cevabın Roma ve Pomak derneklerini tanırken Türk derneklerini tanımadığını kanıtlar nitelikte olduğunu belirtti. Kabza, Pomak ve Roman etnik gruplarının dernek kurma konusunda herhangi bir problem yaşamadıklarını söyleyen Kabza, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın isminde “azınlık” kelimesi geçen dernekler kurmasına dahi izin verilmediğini ifade etti. Batı Trakya Azınlığı Güney Meriç Kültür ve Eğitim Derneği ile Evrenköy Kültür, Folklor ve Eğitim Derneği örneklerini veren Kabza, bu derneklerin isminde geçen “azınlık” kelimesinin muğlak bir anlama sahip oldukları gerekçesi ile kayıt taleplerinin kabul edilmediğini söyledi.
GALERİ