Eleftheri Thraki: Türkiye’nin “mütekabiliyet” talebi ahlak dışı
28 Eylül 2011 tarihli Eleftheri Thraki, “Biri mevcut, diğeri yok edilmiş iki azınlığın vakıfları” başlıklı haberde Yunanistan’ın Türkiye’nin gayrimüslimlere ait taşınmaz vakıf mallarını iade etme kararını olumlu bulmasını eleştirerek Türkiye’nin “mütekabiliyet” talebini “ahlak dışı” olarak değerlendirdi.
“Seleflerinin kitabına uygun yağmalarla yarattıkları sorunları çözdüler”
Eleftheri Thraki, Türk Hükümeti’nin “bir kez daha seleflerinin kitabına uygun yağmalar ile yarattıkları sorunları çözdüklerini” açıkladığını iddia etti. Gazete, T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun mütekabiliyetten söz edip Yunanistan’ı işaret etmesi üzerine Türk Başbakanı arayarak Türkiye’yi attığı adım dolayısı ile tebrik eden Başbakan Papandreu’nun gülünç durumu düştüğünü söyledi.
“Sultan Tayyip’i herkes ayakta alkışladı”
Eleftheri Thraki, “Sultan Tayyip” olarak nitelendirdiği Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı herkesin ayakta alkışladığını söyledi. Nea gazetesine yazan Selanik merkezli Azinlik Grupları Arastirma Merkezi’nden (KEMO) Hukukçu Konstantinos Tsitselikis’in Türkiye’nin attığı adımı “adaletin tecellisi” olarak nitelendirmesini eleştirdi. Gazete, Tsitselikis’in “İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki vakıflardaki seçimler 2008 yılından beri engellenmeden yapılırken Trakya, Rodos ve İstanköy’de (Kos) Müslüman vakıflarında 1967 yılından beri seçime gidilmemiş olması yerel propagandanın aksine ters oranlı bir demokratikleşme yaratmaktadır.” yönündeki açıklamasını sert bir dille eleştirdi.
“Mütekabiliyet uygulanacak olsa Yunanistan’da yalnızca 290 kişinin kalması gerekir”
Gazete, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun mütekabiliyet talebini “ahlak dışı” olarak nitelendirerek söz konusu mütekabiliyetin Batı Trakya Türk Azınlığı’na uygulanması durumunda yalnızca Yunanistan’da 290 kişi kalması gerektiğini iddia etti.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Eleftheri Thraki’de yayınlanan haber “mütekabiliyet” ilkesinin ne denli yanlış anlaşıldığını göstermekle birlikte medyada önyargının ne derece kök saldığını göstermektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sahip olduğu hakların iadesi istemesinde sayının önemi yoktur. Burada söz konusu olan uluslararası ve ikili antlaşmalar ile garanti altına alınmış olan hakların tam anlamı ile iade edilmesidir. Bu nedenle anavatan Türkiye’nin attığı adım ayakta alkışlamayı hak etmektedir.” açıklamasında bulundu.
