ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş Gütersloh’taki derneklerimizi ziyaret etti

12.02.2014
9 Şubat Pazar günü Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş ile Genel Başkan Danışmanı Aydın Ahmet, Gütersloh Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği ile Gütersloh ve Çevresi Yunanistan Batı Trakya Türkleri Kültür ve Aile Birliği’ni ziyaret ettiler.

DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Gütersloh Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Süleyman, Yönetim Kurulu Üyeleri ve üyeler tarafından karşılandı. Başkan İbrahim Süleyman, Genel Başkanı aralarında görmekten son derece mutlu olduklarını, bu ziyaretlerin gurbette yaşayan Batı Trakyalıları memnun ettiğini söyledi.

Daha sonra Gütersloh ve Çevresi Yunanistan Batı Trakya Türkleri Kültür ve Aile Birliği’ni ziyaret eden Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’u, Başkan Remzi Demir, yöneticiler ve üyeler karşıladı. Dernek Başkanı Remzi Demir DEB Partisi Genel Başkanı’nı ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Her iki derneğimizde de dernek başkanları girizgâhı yaparak sözü Genel Başkan’a bıraktılar. DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş kendilerini çok sıcak karşılayan Dernek Başkanlarına, Yönetim Kurulu Üyelerine ve üyelere misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ederek, sözlerine başladı. Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş konuşmalarında, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ekonomik sıkıntılarını dile getirdi. Birlik ve beraberliğe vurgu yaparak, Lozan’dan doğan hakların ellerinden alınmağa devam edildiğini, 240 İmam Yasası ile dini özerkliğin büyük bir darbe aldığını belirtti. DEB Partisi’nin çalışmaları hakkında bilgiler vererek, bağımsız adaylara %3’lük ülke seçim barajı getiren antidemokratik yasa yüzünden, arzu edildiği gibi siyaset yapamadıklarını beyan etti. Müftülük ve Vakıflar gibi kronikleşmiş sorunlara çözüm üretmekten kaçan ülkemiz Yunanistan’ın, yeni sorunlar üretmeye devam ettiğini söyledi. Eğitim konusuna dikkat çekerek, azınlık okullarında bilinçli düşürülen kalite sonrası, halkın çocuklarını devlet okullarına gönderiyor olmasının, eğitim özerkliğine büyük zarar verdiğini anlattı. Zamanla Akademide yetiştirilen ve Türkçe konusunda pek yeterli olmayan öğretmenlerin ana dil öğreniminde yetersizlik yarattığını ifade etti. Türkiye çıkışlı öğretmenlere olanak verilmemesinin çok üzücü olduğunu belirten Genel Başkan, bu durumun Yunanistan’ın azınlık okulları konusunda iyi niyetli olmadığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Kendilerine danışılmadan, kendileri ile ilgili kararlar alındığını belirtti. Bu tutum ve davranışın Avrupa demokrasisinden çok uzak olduğunu, uzlaşmacı ve sahiplenici bir tavrı yıllardır ülkeleri Yunanistan’dan beklediklerini, fakat her defasında sukutu hayale uğradıklarını beyan etti. Azınlık insanının ekonomik buhranla birlikte daralan tahammül sınırlarının zorlandığını, baş tacı edilen sabrın çok uzak mesafelere taşınamayacağını, 1988 öncesi bir tavır ve tutum içinde olan Yunanistan’ın, AB dönem başkanlığı sürecinde ivedilikle Avrupa hak ve hürriyetleri çerçevesinde hareket etmeye davet ettiklerini belirtti. Azınlığın Yunanistan’a bırakılış belgesi olan Lozan’da, kendilerine vaat edilenlerden başka bir şey istemediklerini, amaçlarının ülkelerinde huzur içinde eşit vatandaş ilkelerine dayalı bir yaşam sürdürmek olduğunu ifade etti. Yunanistan’ın kendilerini muhatap almaktan sürekli kaçtığını, çözüm bekleyen onca sorun ortada durduğu halde, yeni sorunları üreten Yunanistan’ın, Avrupa insan hak ve hürriyetlerinden çok uzak bir noktada olduğunu söyledi. Yunanistan azınlığa karşı bu ilkel tutumunu ivedilikle terk ederek, Avrupa Dönem Başkanlığını yürüttüğü bu dönemde, gerçek bir Avrupa ülkesi gibi davranarak, çözümü çok kolay olduğu halde çözümsüzleştirilen sorunları bir çırpıda çözmek için, adım atmasının gerekliliğine vurgu yaparak, iyi niyet beklediklerini ifade etti. Uluslararası bir antlaşma ile var olan bir azınlık gerçeğini, yok saymanın kimseye fayda getirmeyeceğini, huzursuz ve verimsiz bir bölge yaratmaktan başka bir fayda sağlamayacağını, deve kuşu gibi başını kuma sokanların bir gün bu yaklaşımdan utanacaklarını, tarihe düşecek utanç sayfalarından yine o ülkenin gençlerinin etkileneceğini söyledi. Bu duruma sessiz kalan Yunanlı aydınları ve entelektüelleri anlamakta güçlük çektiğini belirterek, kendisini sabırla dinleyen herkese çok teşekkür etti. Partimizin Kurucu Üyesi olan Şaban Makaracı Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’a tespihini hediye ederken: “ Başkan koştuğun yerlere giderken beni de al, ben de senle birlikte bu dava için koşmak istiyorum” demesi, çok duygulu anların yaşanmasına sebebiyet verdi. Genel Başkan hem tespih için hem de bugüne kadar yaptıkları için kendisine çok teşekkür etti.


DEB PARTİSİ
GALERİ