Alman Siyaseti Yapısal Krizi Düşman İmajları ile Aşamaz

ABTTF Basın Bürosu, Witten – 23.08.2005

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu: "Alman Siyaseti Yapısal Krizi Düşman İmajları ile Aşamaz"

Almanya´da 18 Eylül genel seçimleri yaklaşırken, özellikle Hrıstiyan Demokrat çevrelerde (CDU-CSU) sıkça gündeme gelen Türkiye´nin Avrupa Birliği üyeliğinin seçim malzemesi olarak kulanılması tartışmasının, işsizlik ve satın alma gücündeki düşüş gibi temel meseleleri perdelemekten öte bir fayda sağlamadığını söyleyen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu: „İktidara talip partiler çözüm üretmek yerine kısır tartışmalarla meşgul olmamalıdır“ dedi.

Geçtiğimiz günlerde CDU´lu Hessen Eyaleti Başbakanı Roland Koch´un, partisinin, seçim propagandasında, Türkiye´nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu daha fazla vurgulaması yönündeki önerisinin reddedilmesini ve partinin bu konuyu doğrudan propaganda malzemesi olarak kullanmayacağını açıklamasını, olumlu bir adım olarak değerlendiren Halit Habipoğlu „İktidara talip partiler çözüm üretmek yerine kısır tartışmalarla meşgul olmamalıdır“ dedi. Almanya´nın içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamının, uzun yıllar Yunanistan´da süregelen ekonomik zorluklar dönemini andırdığını belirten Habipoğlu „Yunanistan´da siyasi partiler yapısal sorunlara çözüm aramak yerine, Türk ve Türkiye düşmanlığını körüklediler ve bu durum azınlığımıza ağır baskılar olarak yansıdı, ancak yıllar sonra farkedilebildi ki, bu tür politikalar toplumsal yapıda onarılmaz yaralar açmaktan ve kendi kendine zarar vermekten başka hiçbir sonuç vermemektedir. Umarım Almanya´da da aynı hatalar tekrar edilmez diye konuştu.

Göç ve Entegrasyon Politikası Netleştirilmeli

Ekonomik sahadaki büyük sorunlar yanında, göç ve entegrasyon konusunun da büyük önem arzettiğini vurgulayan Halit Habipoğlu „Göç ve göçmenler konusunda uzun yıllar müspet bir adım atılamamıştı. Son iki dönemdir iktidarda bulunan SPD-Yeşiller koalisyonu bu alanda ciddi bir atak başlatarak, göçmenlere dair yeni açılımlar getirdi. Bu adımların olası bir CDU hükümetinde de sürdürülüp sürdürülmeyeceği veya ne yönde bir politika izleneceği, net bir biçimde ortaya konmalıdır.“ dedi.

Türkiye´yi dışlayan söylemin Almanya´daki sayıları 2,6 milyonu bulan Türkiye ile kader birliği kurmuş göçmenleri küstürdüğünün altını çizen Habipoğlu, CDU-CSU´nun verdikleri vaade rağmen Türkiye üzerinden göçmenleri malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmediğini üzülerek gördüklerini ifade etti. ABTTF Başkanı „Maalesef Birlik partileri hala izleyecekleri politikalarla değil, Türkiye konusu ile gündemde kalmaya çalışıyorlar „ diye belirtti.

Beckstein´a Eleştiri

Hıristiyan Birlik önderlerinin Türkiye´nin AB üyeliğini seçim propagandasında ön plana çıkarmayacaklarını açıklamalarına paralel, Reuters Haber Ajansı´na açıklamalar yapan Bavyera İçişleri Bakanı Beckstein, „Bunun önümüzdeki seçim kampanyası dönemi için çok iyi bir konu olmadığı açık. Bunu daha anlaşılır kılmamız gerektiğine inanmıyorum. Ama diğer yandan bana göre Türkiye ihmal edilmemesi gereken bir konu“ demiş, Türkiye´nin üye olması halinde AB´nin en büyük nüfuslu ikinci ülkesi ve birkaç yıl içinde de en büyük nüfuslu ülkesi haline geleceğini belirterek „Türkiye´nin Fransa ve Italya´dan daha fazla güçle hakim ulus olduğu bir Avrupa Birliği benim açımdan öngörülemez„ diye konuşmuştu.

Beckstein´ın açıklamasının, esasında Türkiye´ye değil, eskimeye yüz tutmuş ulus-devlet yapıları yerine yeni bir ortak kimlik ve gelecek yaratmayı hedefleyen Avrupa Birliği projesine karşı olduğununu ifade eden Habipoğlu „Birliği ulusların hakimiyet yarışı yaptıkları bir alan olarak gören bu anlayışı bir Avrupa Birliği vatandaşı olarak kınıyorum. Avrupa Birliği, Almanların, Fransızların, Italyan veya Türklerin fetih alanı değil, ortak ideallerin zeminidir“ dedi.