ABTTF
TR
HABER BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN Bülten İcon
Batı Trakya

Sözcü Yorgo Delavekuras: Yunanistan’da mülkiyet hakları ile ilgili önemli sorunlar yok

05.09.2011
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgo Delavekuras, Batı Trakya Türk Azınlığı’na ait vakıf mallarıyla ilgili olarak “Yunanistan’da mülkiyet hakkıyla ilgili elzem sorunlar bulunduğunu bilmiyorum” dedi.

Delavekuras: “Uzun bir yolda atılan olumlu bir adım”

Today’s Zaman’ın haberine göre 31 Ağustos 2011 tarihinde düzenlendiği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Delavekuras, Türkiye’nin gayrimüslimlere ait vakıf mallarının iade edilmesi kararı ile ilgili bir soruyu “Bunu, Türkiye’nin bir zorunluluğu olarak görüyoruz” diyerek yanıtladı. Türkiye’nin gayrimüslimlere ait taşınmazların iade edilmesi kararını “daha önce yapılan bazı haksızlıkları bugünkü koşullara göre mümkün olduğunca tedavi edebilecek olumlu bir adım” olarak değerlendiren Delavekuras şunları söyledi: “Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki kararının ve hükümetin yaptığı düzenlemelerin önemli olduğunun altını çizmeliyiz. Ancak bu, ekümenik patrikhanenin ve Türkiye’deki tüm azınlıkların haklarını alabileceği ve insan hakları ile azınlık haklarının Avrupa verilerine göre layık bir şekilde güvence altına alınacak bir çerçeveye sahip olabileceği şekilde uygulanmasının getireceği sonuçlara göre de değerlendirilmesi gerekir.”

Delavekuras: İnsan hakları alanında mütekabiliyet olamaz

Sözcü Delavekuras, T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Türkiye’nin attığı adımın diğer ülkelere özellikle de Yunanistan’a örnek olmasını umduğunu belirttiği açıklaması ile ilgili bir soruya ise insan hakları ile ilgili konularda mütekabiliyetin söz konusu olmadığını, Yunanistan’ın da kendi vatandaşlarıyla ilgili konuları başka ülkelerle asla konuşmadığını söyledi.

Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 28 Ağustos 2011 tarihinde Kosova’da gerçekleştirdiği temasların son gününde gazetecilerin vakıf mallarının iadesiyle ilgili sorusunu değerlendirirken bunun tarihi bir adım olduğunu belirtmiş, bu önemli adımın diğer ülkelere de örnek teşkil etmesini ümit ettiğini belirtmişti. Bakan Davutoğlu şöyle dedi: “Özellikle de Balkanlarda, başta Yunanistan olmak üzere Osmanlı’dan intikal eden vakıf mallarımızın oradaki onların vatandaşı olan soydaşlarımıza iadesinde güzel bir örnek olur. Ama biz bunun karşılıklılık esası üzere değil, dediğim gibi vatandaşlarımızın doğal hukukunun bir parçası olarak bu adımı attık. Epey uzun süren bir çalışmaydı.” 31 Ağustos 2011 tarihinde ise Bakan Davutoğlu, Ta Nea gazetesine bir mülakat vermiş, Türkiye’nin gayrimüslimlere ait vakıf mallarını iade etme kararının jest değil eşit vatandaş hukukuna sahip olan vatandaşlar için hukukun iadesi olduğunu söylemişti.

Başkan Habipoğlu: “Mütekabiliyet değil sahip olduğumuz hakların iadesini istiyoruz”

Sözcü Delavekuras’ın “Yunanistan’da mülkiyet hakkıyla ilgili elzem sorunlar bulunduğunu bilmiyorum” sözleri ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Delavekuras’ın Yunanistan’da mülkiyet hakları ile ilgili önemli sorunlar bulunduğunu bilmediği yönündeki açıklaması karşısında kendisine bu konuda daha fazla araştırma yapmasını tavsiye ediyoruz. Zira Delavekuras, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Batı Trakya Türk Azınlığı’na intikal eden vakıf mallarının kötüye kullanılarak devletleştirme veya suiistimal yolu ile zorla elden alındığını görecektir. Bununla birlikte Delavekuras, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın geriye kalan vakıf mallarını idare etme hakkının da devlet eliyle gasp edildiğini görecektir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın vakıf mallarına ilişkin taleplerinin ısrarla görmezden gelindiği bir ortamda Delavekuras’ın açıklaması devletin bu konudaki duyarsızlığının bir işareti” dedi. Başkan Habipoğlu şöyle devam etti: “Buna karşılık Delavekuras, Türkiye’nin vakıf mallarının iadesi konusunda attığı adımı olumlu bularak bunun Türkiye için AB yolunda bir zorunluluk olduğunu söylüyor. Bu konuda şunu hatırlatmak isterim. Aday ülkeler ile birlikte halihazırda AB üyesi ülkeler de azınlık hakları konusunda gerekli adımları atmakla yükümlüdür. AB, ortak değerler ve normlar üzerine kurulu bir birlik ise üye ülkeler de bu değerlere ve normlara uygun hareket etmeli. Bununla birlikte vakıf malları konusunu yalnızca insan hakları olarak tanımlamak doğru değil. Zira Batı Trakya Türk Azınlığı’nın statüsü ve hakları ikili ve uluslararası antlaşmalar ile tanımlanmıştır. Bu nedenle Batı Trakya Türk Azınlığı olarak ikilli ve uluslararası antlaşmalar ile belirlenmiş olan azınlık olarak haklarımızın iadesini istiyoruz.”